Olay tam bir haydutluk örneği. İsrail güçleri, uluslararası sularda seyretmekte olan iki Türk teknesine -Fair Lady ve Mikeno- hiçbir hukuki gerekçe göstermeden el koydu. Bu, bildiğiniz açık deniz korsanlığından farksız.
Düşünsenize, siz sıradan bir seyir halindesiniz. Birden İsrail askeri gemileri etrafınızı sarıyor ve 'artık bu tekneler bizim' diyorlar. Ne yaparsınız? Karşı koymak mümkün mü? Değil tabii ki.
Uluslararası Hukuk Çiğnendi
Bu olay sadece bir tekne gaspı değil aslında. Uluslararası hukukun nasıl ayaklar altına alındığının da bir göstergesi. İsrail, kendi yargısının olmadığı sularda, kendi kurallarını uyguluyor. Bu ne cüret!
Fair Lady ve Mikeno'nun sahipleri şu an ne yapıyor acaba? Belki de yılların birikimiyle aldıkları teknelerini bir daha göremeyecekler. Bu insanların hayalleri, emekleri, her şeyleri suya düştü resmen.
Dünya Sessiz Kalıyor
En tuhaf olanı da uluslararası toplumun bu açık gasp karşısındaki sessizliği. Sanki normal bir şeymiş gibi davranılıyor. Oysa bu olay başka bir ülke tarafından yapılsaydı, dünya ayağa kalkardı.
İsrail'in bu pervasız tavrı yeni değil aslında. Daha önce de benzer olaylar yaşandı. Ama görünen o ki ders alan yok. Uluslararası sularda bile kendi kurallarını dayatmaya devam ediyorlar.
Peki ya biz? Türkiye olarak bu konuda ne yapıyoruz? Diplomatik kanallardan gerekli tepkiyi gösteriyor muyuz? Yoksa 'aman canım sadece iki tekne' mi diyoruz?
Denizcilerin Çilesi
Bu olay aslında tüm denizciler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Eğer uluslararası sularda bile güvende değilsek, nerede güvende olacağız? Bu soru gerçekten düşündürücü.
Fair Lady ve Mikeno'nun mürettebatının yaşadığı şoku hayal etmek bile zor. Bir anda her şeylerini kaybetmek... Üstelik bunu yapanlar 'devlet' kisvesi altındaki güçler.
Bu olayın pek çok yönü var aslında. Hukuki boyutu, insani boyutu, siyasi boyutu... Ama en acı olanı, masum insanların mağdur edilmesi. Denizcilik zaten zor bir meslek - bir de böyle tehditlerle uğraşmak zorunda kalmaları gerçekten üzücü.
Sonuç olarak, İsrail'in bu pervasız hareketi kabul edilemez. Uluslararası toplumun bu açık gasp karşısında sessiz kalması ise ayrı bir skandal. Fair Lady ve Mikeno'nun hikayesi, aslında hepimizin hikayesi olabilir - çünkü hukukun olmadığı yerde kimse güvende değildir.
