
Hani derler ya, 'son noktayı koymak' diye... İşte Yargıtay, tam da öyle bir nokta koydu. Hem de ne nokta!
Olay şu: Bir adam, eşi evi terk ettikten sonra boşanma davası açmış. Ama olayın ilginç bir boyutu var – kadın, kocasını 'haksız yere terk ettiği' gerekçesiyle maddi tazminat talep etmiş. Yani? Evden giden, geride kalandan para istemiş!
İlk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi bu talebi haklı bulmuş. Peki ya Yargıtay? Onlar tamamen zıt bir yönde karar verdi. Nasıl mı?
Yargıtay'ın Gerekçesi: Ortak Yaşamı Sonlandıran Taraf Tazminat İsteyemez
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararı adeta ezber bozdu. İşte o çarpıcı gerekçe:
- Evi terk eden taraf, ortak yaşamı kendi isteğiyle sonlandırmıştır.
- Böyle bir durumda, terk eden kişinin tazminat talep etmesi hukuken mümkün değildir.
- Haksız yere terk iddiası, ancak evi terk etmeyen taraf için geçerli olabilir.
Yani diyor ki Yargıtay: 'Kapıyı çarpıp çıkan, ardından da bana para ver diyemez!' Mantıklı, değil mi?
Peki Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Aslında cevap basit: Artık evlilik birliğini kendi iradesiyle sonlandıran taraf, maddi veya manevi tazminat talep edemeyecek. Bu karar, özellikle boşanma davalarında yeni bir emsal oluşturuyor.
Mahkeme adeta diyor ki: 'Kim başlatıyorsa, sonuçlarına da katlanmalı.'
Sonuç olarak? Yargıtay'ın bu kararı, aile hukukunda yeni bir sayfa açtı. Evi terk eden eşler artık tazminat alamayacak. Adalet yerini buldu – hem de ne şekilde!