Tam üç yıl geçti aradan, ama o karanlık geceyi unutmak mümkün mü? Züleyha'nın hayatının söndüğü o son dakikalar... Şimdi nihayet adaletin terazisi dengeleniyor gibi görünüyor.
Özbekistan'ın Fergana kentinde düzenlenen operasyon -inanılmaz bir koordinasyonla- hedefine ulaştı. Yerel güvenlik birimleriyle Türk yetkililerin ortak çalışması sonucu, uzun süredir aranan zanlı gözaltına alındı. Sanki bir gerilim filmi sahnesi gibiydi her şey, ama gerçekti.
Kaçışın Sonu Geldi
Zanlı, olaydan sonra buharlaşıp gitmişti adeta. Kim bilir kaç ülke dolaştı, kaç farklı kimlik kullandı? Ama adaletin ağı genişti - çok geniş. Özbek makamlarının hassas çalışması ve Türkiye'den gelen istihbarat paylaşımı sayesinde saklandığı yer tespit edildi.
Fergana'da mütevazı bir evde yakalanışı... İşte o an her şey bitti onun için. Yıllardır süren kaçış macerası sona erdi.
Uluslararası İşbirliği Zaferi
Bu operasyon aslında şunu gösterdi bize: Suç artık sınır tanımıyor, evet. Ama adalet de öyle! İki ülkenin güvenlik birimleri arasındaki bu kusursuz uyum gerçekten takdire şayan.
Özbek yetkililerin gösterdiği hassasiyet ve hızlı hareket kabiliyeti olmasa, belki de bu sonuç alınamayacaktı. Türk tarafının sağladığı teknik destek ve istihbarat paylaşımı ise -açıkçası- kritik öneme sahipti.
Artık sıra hukuki süreçte. İade prosedürleri başlatıldı bile. Zanlının Türkiye'ye getirilmesi için gerekli tüm adımlar atılıyor şu anda.
Züleyha'nın ailesi için belki bu gelişme acılarını dindirmez. Kim dindirebilir ki? Ama en azından adaletin tecelli edeceğine dair bir umut oldu şimdi. O karanlık geceden sonra ilk kez belki de rahat bir nefes alıyorlar.
Bu olay aslında şu mesajı veriyor hepimize: Hiçbir suçun, hiçbir zanlının cezasız kalmayacağını... Adalet her zaman geç de olsa tecelli ediyor.
