Akşamın o alacakaranlık vaktinde, sıradan bir yürüyüş ölüm yürüyüşüne dönüştü. İzmir'in Bornova ilçesi... 1469 sokak diye yazıyor kayıtlarda, ama orası artık bir ailenin yüreğinde kanayan yara.
M.A. adındaki 20 yaşındaki genç -kim bilir belki eve dönüyordu, belki arkadaşlarıyla buluşacaktı- birdenbire kendini bıçaklanmış halde buldu sokak ortasında. İnsanın içini acıtan bir sahne.
O Gece Ne Oldu?
Olay, gece saatlerinde meydana geldi. M.A.'ya yapılan saldırı öylesine ani ve şiddetliydi ki, çevredekiler ne olduğunu anlamaya fırsat bulamadı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, genç adamı kurtarmak için var güçleriyle çalıştı. Ne yazık ki...
Ambulansla hastaneye yetiştirildi ama tüm müdahalelere rağmen hayata tutunamadı. Doktorların o 'üzgünüz' demesiyle bir aile yıkıldı, bir mahalle sustu.
Şüphelilere Ne Oldu?
Polis, hızlı bir operasyonla iki şüpheliyi gözaltına aldı. İsimleri M.K. ve E.A. olan bu kişiler sorgulandı, ifadeleri alındı. Sonra ne mi oldu?
M.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi - adalet yerini bulur mu bilinmez ama en azından bir adım atıldı. E.A. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ki, bu da ayrı bir tartışma konusu doğrusu.
Mahallede Şok Etkisi
Olayın gerçekleştiği sokak sakinleri hâlâ olanları anlamaya çalışıyor. 'Bizim sokağımızda böyle şeyler olmazdı' diyen yaşlı bir teyzenin sözleri aslında her şeyi özetliyor: Şiddet artık kapımızın önünde.
Komşular, genç M.A.'yı 'sessiz, sakin bir genç' olarak tanımlıyor. Kimse böyle bir son beklememiş anlaşılan.
Sokaklarımız güvenli mi gerçekten? Bu soru, Bornova'daki bu acı olaydan sonra bir kez daha zihnimizi kurcalıyor. Bir genç daha gidiyor, ardında sorular, acılar ve bitmeyen 'keşke'ler bırakarak...
