
Düşünsenize, yıkımın ortasında hayatta kalma mücadelesi veren insanların enkaz altından çıkarılan araçları üzerinden vurgun yapmaya çalışan bir zihniyet. İnanılır gibi değil ama maalesef gerçek.
6 Şubat'ın o karanlık gününden sonra, bölgede binlerce araç ağır hasar aldı. Kimi enkaz altında kaldı, kimi ise adeta bir hurda yığınına dönüştü. İşte tam da bu noktada, fırsatçılar devreye girdi.
Araçlar Nasıl Bir Süreçten Geçiyor?
Önce hasarlı araçlar ucuza alınıyor. Sonra genellikle eksik ve kalitesiz parçalarla tamir ediliyor. En kritik nokta? Araçların kasko sigortalarından yüksek miktarlarda tazminat alınması. Üstelik bu araçlar daha sonra "tamirli" olarak piyasaya sürülüyor.
Olayın en can sıkıcı yanı şu: Bu araçları alan masum vatandaşlar, ileride ciddi güvenlik sorunlarıyla karşılaşabilir. Çünkü bu tamiratlar çoğu zaman standartlara uygun yapılmıyor.
Yetkililer Ne Diyor?
Sigorta şirketleri konuya ilişkin incelemelerini sıklaştırdı. Zaten şüpheli buldukları durumlarda, ödemeleri askıya alıyorlar. Ancak -şahsen düşünüyorum da- bu yetmiyor olmalı ki hala bu tür dolandırıcılık haberleri gelmeye devam ediyor.
Emniyet birimleri de operasyonlar düzenliyor. Yakın zamanda birçok ilde eş zamanlı yapılan operasyonlarda onlarca kişi gözaltına alındı. Ama görünen o ki, bu bir organize suç şebekesi.
Peki Ya Vatandaş Ne Yapmalı?
Uzmanlar uyarıyor: Özellikle ikinci el araç alacaklar dikkatli olmalı. Aracın geçmişini mutlaka sorgulamalı, ekspertiz raporu istemeli. Fiyat normalin çok altındaysa, hemen şüphelenmeli.
Son bir not -belki biraz duygusal olacak ama-: Deprem gibi bir felakette bile insanların acısından faydalanmaya çalışanlar var. Bu nasıl bir vicdansızlık, nasıl bir ahlaki çöküş? Gerçekten anlamak mümkün değil.