Adana'da gerçekleştirilen bir operasyonla göz altına alınan karı-koca, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı hedef alan dolandırıcılık faaliyetleri nedeniyle adaletin pençesine düştü. Olay, neredeyse bir film senaryosunu andırıyor doğrusu.
Emniyetin siber suçlar biriminin titiz çalışması sonucu çiftin, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ikamet eden Türklere yönelik organize bir şekilde dolandırıcılık yaptığı ortaya çıktı. Kimi zaman "vergiden iade" kimi zaman da "miras" vaatleriyle insanları kandıran bu ikili, gerçekten de sınır tanımıyordu.
Sahte Belgeler ve Karmaşık Yöntemler
Şüphelilerin kullandığı yöntemler hayli karmaşıktı - sahte kimlik belgeleri, düzmece resmi evraklar ve hatta bazı durumlarda kurbanların yakınlarını taklit eden telefon görüşmeleri... İnsanın inanası gelmiyor ama maalesef bu tür dolandırıcılık hikayeleri gün geçtikçe artıyor.
- Yurt dışındaki vatandaşlara vergi iadesi vaatleri
- Miras veya para ödülü olduğu yalanı
- Sahte resmi kurum logoları ve evraklar
- Kurbanların kişisel bilgilerinin ele geçirilmesi
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla harekete geçen ekipler, çiftin ikamet adresine düzenlenen operasyonda önemli miktarda delile el koydu. Bulunanlar arasında sahte mühürler, düzmece kimlik kartları ve hesap bilgileri vardı - tam bir organize suç laboratuvarı gibiydi.
Mahkeme ve Cezaevi Kararı
İfadeleri alındıktan sonra sevk edildikleri mahkeme, "suç işlemeye devam edecekleri" endişesiyle çiftin tutuklanmasına karar verdi. Hakim, yurt dışı bağlantıları ve delillerin gücü nedeniyle serbest kalmaları halinde kaçma veya delilleri karartma ihtimalini yüksek buldu.
Bu tür organize dolandırıcılık vakaları maalesef sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor. Kurbanlar üzerinde derin bir güven kaybı ve psikolojik travma da bırakıyor. Özellikle yaşlı vatandaşların bu tür dolandırıcılıklara daha fazla maruz kaldığını düşününce, insanın içi acıyor.
Adli makamların hızlı müdahalesi ve çiftin cezaevine gönderilmesi, benzer suçlara kalkışacaklar için önemli bir mesaj niteliği taşıyor. Belki de bu olay, toplumumuzun bu tür dolandırıcılıklara karşı daha dikkatli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatmış oldu.
