Osmaniye'de, neredeyse yarım asra yakın bir hapis cezasından kaçmaya çalışan bir dolandırıcı, emniyet güçlerinin titiz çalışması sonucu kıskıvrak yakalandı. Hakkında tam 44 yıl 2 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan zanlı, uzun süredir kayıplara karışmıştı.
Adana'da ikamet ettiği belirlenen firari, Osmaniye İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından düzenlenen operasyonla tutuklandı. Olay, aslında tipik bir 'kaçak avı' hikayesinden çok daha fazlasını anlatıyor. Çünkü bu, adaletin nasıl da en beklenmedik anlarda tecelli ettiğinin bir göstergesi.
Operasyonun Arkasındaki Sessiz Çalışma
Emniyetin siber suçlar ve finansal dolandırıcılık birimleri, aylardır üzerinde çalıştıkları bir dosyayı nihayet kapatmayı başardı. Zanlının izini sürmek hiç de kolay olmamıştı – sahte kimlikler, farklı şehirlere ani hareketler ve dijital izlerini büyük ölçüde sildiği bir kedi fare oyunu.
Ancak polis, inatçı bir dedektif edasıyla hiç pes etmedi. İpuçlarını tek tek bir araya getirdi, parçaları yavaş yavaş birleştirdi ve nihayet hedefi Adana'da bir apartman dairesinde belirledi. Operasyon anı, neredeyse bir gerilim filminden fırlamış gibiydi.
44 Yıllık Cezaya Doğru
Peki bir insanı neredeyse ömür boyu hapse mahkum eden suçlar neydi? Zanlı, bir dizi karmaşık dolandırıcılık, sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçları işlemişti. Kurbanların kimileri hayat birikimlerini kaybetmiş, kimileri de derin bir güven krizi yaşamıştı.
Mahkeme süreçleri aylar, hatta yıllar sürmüş, deliller tek tek ortaya konulmuş ve nihayetinde bu ağır ceza kararı kesinleşmişti. Ancak zanlı, cezaevine girmek yerine kayıplara karışmayı tercih etmişti. Ta ki bugüne kadar.
Şimdi ise adalet yerini buldu. Firari, tutuklanmasının ardından Osmaniye'deki cezaevine konuldu. 44 yıl 2 ay – bu, sıradan bir insan ömrünün neredeyse tamamı demek. Ve bu hikaye, suçun asla cezasız kalmayacağını hatırlatan bir uyarı niteliğinde.
Osmaniye Emniyet Müdürlüğü, yaptığı açıklamada benzeri dolandırıcılık olaylarına karşı vatandaşları uyardı ve her türlü şüpheli durumu bildirmelerini istedi. Çünkü bazen en küçük bir ipucu, en büyük adalet hikayelerinin başlangıcı olabiliyor.
