Telefon çaldığında arayan kişi kendini polis olarak tanıtıyor ve 'güvenlik operasyonu' nedeniyle hesap bilgilerinizi doğrulamamız gerekiyor diyor. İşte Beylikdüzü'nde yaşanan dolandırıcılık olayının tam da bu noktada başladığını söyleyebiliriz.
Olay öyle sıradan bir dolandırıcılık hikayesi değil aslında. Neredeyse film senaryosunu andıran bir kurguyla hareket eden şüpheliler, insanların güven duygusunu istismar etmekte gerçekten usta görünüyorlar. Telefonun diğer ucundaki ses o kadar inandırıcı ki, çoğu kişi gerçekten polisle konuştuğuna emin oluyor.
Nasıl İşliyorlar?
Yöntemleri şöyle işliyor: Önce hedef seçiyorlar, sonra arayıp kendilerini emniyetten arıyor gibi gösteriyorlar. 'Aktif bir soruşturma var' deyip insanları telaşa sokuyorlar. Aslında bu telaş onların en büyük silahı - panik halindeki insanların mantıklı düşünme yeteneği azalıyor çünkü.
- Telefonla arayıp polis olduklarını iddia ediyorlar
- 'Güvenlik operasyonu' veya 'soruşturma' bahanesi sunuyorlar
- Hesap bilgilerini ve şifrelerini istiyorlar
- Paralarını 'güvenli bir hesaba' aktarmalarını söylüyorlar
Ve işte en can alıcı nokta: İnsanlar gerçekten polisle konuştuklarını düşünüp hiç tereddüt etmeden bu talimatları yerine getiriyor. Sonrasında ise iş işten geçmiş oluyor tabii.
2.3 Milyon Liralık Acı Tablo
Bu dolandırıcı çiftin toplam zararı tam 2.3 milyon liraya ulaşmış durumda. Bu rakamın ne ifade ettiğini düşünürsek, birçok insanın birikiminin bir anda buharlaştığını söyleyebiliriz. Aslında rakamın büyüklüğünden çok, insanların güven duygusunun bu kadar istismar edilmesi daha da üzücü.
Olayın Beylikdüzü'nde gerçekleşmesi de ayrıca düşündürücü. İlçenin son yıllarda hızla büyüyen bir yerleşim yeri olması, dolandırıcıların hedef seçiminde etkili olmuş olabilir. Yeni taşınanlar, çevreyi tam tanımayanlar... Kısacası savunmasız hedefler.
Peki ne yapmalı? Gerçek polis hiçbir zaman telefondan hesap bilgilerinizi, şifrelerinizi istemez. Eğer böyle bir çağrı alırsanız, hemen telefonu kapatın ve gerçek emniyet birimlerini arayın. Unutmayın, güvenlik güçleri sizi aradığında resmi bir prosedür izler, asla paniğe sevk etmez.
Bu olay bize şunu bir kez daha hatırlatıyor: Günümüzde dolandırıcılar o kadar inandırıcı hale geldi ki, en şüpheci insanları bile kandırabiliyorlar. Telefonla gelen her 'resmi' görüşmeye temkinli yaklaşmak artık bir zorunluluk haline geldi diyebiliriz.
