İstanbul'da son günlerde adeta bir kabusa dönüşen dolandırıcılık olayları, nihayet bir tutuklamayla sonuçlandı. Kendisini polis ve savcı kılığına sokarak masum vatandaşların güvenini sömüren şüpheli, adaletin elinden kurtulamadı.
Olay, geçtiğimiz hafta içinde İstanbul'un farklı ilçelerinde yaşanan benzer şikayetler üzerine aydınlanmaya başladı. Birden fazla kişi, kendilerini polis veya savcı olarak tanıtan şahıslar tarafından arandıklarını ve çeşitli bahanelerle para talep edildiğini bildirdi.
Nasıl İşliyordu Bu Dolandırıcılık?
Yöntem aslında basit ama bir o kadar da korkutucuydu. Telefonla aradıkları mağdurlara, kendilerini ya emniyetten bir memur ya da savcılıktan bir savcı olarak tanıtıyorlardı. Ardından gelen o klasik senaryo: "Aranıyoruz, hesabınızda usulsüzlük tespit edildi" ya da "Yakınınız başı belada, kurtulması için para lazım."
İnsanların paniğe kapılmasını bekliyorlardı - ki genelde de öyle oluyordu. Korkuya kapılan mağdurlar, düşünmeden paralarını bu sahte yetkililere aktarıyordu. Ne yazık ki...
Operasyon ve Yakalama
Emniyetin siber suçlar birimi, şikayetler üzerine harekete geçti. Numara takipleri, teknik incelemeler ve mağdur ifadeleri derken, şüphelinin izi bulundu. İstanbul'da düzenlenen operasyonda, dolandırıcılık yaptığı iddia edilen zanlı gözaltına alındı.
Yapılan sorgulamanın ardından, nihayet beklenen karar çıktı. Çıkarıldığı mahkemece "suç işlemeye alışkın" olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verildi. Yani bir süre daha bu tür dolandırıcılıklara ara vermek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Peki bu olay bize ne öğretiyor? Aslında hepimizin bildiği ama bazen unuttuğu basit bir gerçek: Telefonla arayıp para isteyen hiçbir 'resmi' kuruma inanmamak gerekiyor. Gerçek polis veya savcıların böyle yöntemlerle para talep etmeyeceğini akıldan çıkarmamak lazım.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, vatandaşların bu tür olaylarla karşılaşmaları halinde derhal 155'i aramaları gerektiği vurgulandı. Unutmayın, biraz şüpheci olmak bazen en iyi güvenlik önlemi olabilir.