İzmir'de yaşayan 20'li yaşlarındaki bir genç kadın, sosyal medyada gördüğü yardım çağrısına içi kan ağlayarak yanıt verdi. Ne de olsa, kim hasta bir çocuğun yardım çığlığına kayıtsız kalabilir ki?
Ancak işler hiç de göründüğü gibi değildi. O masum yardım kampanyası, aslında profesyonel dolandırıcıların tuzağından başka bir şey değildi.
İyilik Meleği Olmak İsterken Borç Batağına Sürüklendi
Genç kadın, sosyal medya hesabında karşılaştığı yardım mesajlarına kanarak önce küçük miktarlarla 'destek' olmaya başladı. Fakat bir süre sonra işler çığırından çıktı ve kendini tam 22 bin liralık borç batağının ortasında buldu.
Olayı anlatırken hâlâ sesi titriyor: "İnanmak istemiyorum. Sadece yardım etmek istemiştim. Nasıl bu hale geldim, anlayamıyorum."
Dolandırıcıların Yeni Yöntemi: Duygu Sömürüsü
Uzmanlar, son dönemde sosyal medyada artan bu dolandırıcılık yöntemine karşı vatandaşları uyarıyor. Dolandırıcılar, özellikle hasta çocuklar, yardıma muhtaç aileler gibi duygu yüklü hikayelerle insanların vicdanlarına hitap ediyor.
İşin en acı tarafı? Bu sahte hesapların arkasındaki kişiler, yardımseverlik duygularını istismar etmekte hiçbir beis görmüyor.
Peki Nasıl Korunabiliriz?
- Sosyal medyada karşılaştığınız yardım kampanyalarını mutlaka resmi kurumlar aracılığıyla doğrulayın
- Tanımadığınız kişilere asla finansal bilgilerinizi paylaşmayın
- Duygu sömürüsü yapan çağrılara karşı temkinli olun
- Şüpheli durumları hemen ilgili birimlere bildirin
Bu genç kadının yaşadıkları, aslında hepimiz için önemli bir ders niteliğinde. İyilik yapmak isterken kötülüğün kurbanı olmamak için biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor.
Sonuçta, gerçekten yardıma ihtiyacı olanlara ulaşmanın en güvenilir yolu resmi kurumlar. Unutmayalım ki, iyilik de akıllıca yapıldığında değer kazanıyor.
