Hava ağır, yürekler daha da ağırdı Novi Sad'da. Tam bir yıl geçmişti o korkunç günden, ama acı hâlâ taptazdı. İnsanlar, bir tren istasyonunda son bulan hayatların yasını tutmak için toplanmıştı - kimisi sessiz, kimisi ise öfkesini haykırarak.
On binlerce protestocu, şehrin kalbinde buluştu adeta. Ellerinde pankartlar, gözlerinde yaşlar... "Unutmadık, unutturmayacağız!" sloganları, soğuk havada yankılanıyordu. İşte böyle başladı her şey.
Bir Yıl Sonra Hâlâ Yanıt Bekleyen Sorular
O gece ne oldu gerçekten? Resmi açıklamalar bir yana, halkın aklında onlarca soru işareti var. Tren istasyonunda yaşananlar, aslında neydi? Yetkililer neden hâlâ net bir açıklama yapmaktan kaçınıyor? Bu sorular, Novi Sad sokaklarında yankılanıyor.
Protestocuların çoğu gençti - üniversite öğrencileri, genç işçiler, hayatının baharında insanlar. Belki de en acı tarafı buydu: gelecek vaat eden hayatların, bir anda son buluşu.
Hükümete Sert Tepki
Kalabalığın mesajı netti: "Yeter artık!" Hükümetin faciayla ilgili soruşturmasını yetersiz bulan protestocular, daha şeffaf bir soruşturma talep etti. "Gerçekleri istiyoruz!" pankartları her yerdeydi.
Göstericilerden biri, sesi titreyerek anlatıyordu: "Sadece adalet istiyoruz. Sevdiklerimizin nasıl öldüğünü bilmeye hakkımız var." Yanındaki yaşlı kadın ise başını sallayarak onaylıyordu - gözlerinde kaybolmuş bir umut ışığı vardı.
Novi Sad'da yaşananlar, aslında tüm Sırbistan'ın ruh halini yansıtıyor bence. İnsanlar değişim istiyor, daha iyi bir gelecek arzuluyor. Ve bu tren faciası, adeta bir dönüm noktası oldu.
Gelecek Ne Getirecek?
Peki ya sonrası? Protestolar devam edecek mi? Hükümet halkın sesini duyacak mı? Bunları zaman gösterecek. Ama bir şey kesin: Novi Sad halkı, sevdiklerinin anısını yaşatmaya kararlı.
O istasyonda toplanan kalabalık, sadece bir anma töreni değildi aslında. Bir uyanıştı, bir direnişti, kaybolan hayatlar için verilen bir sözdtü. Ve sanırım bu söz, çok uzun süre unutulmayacak.