İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesi dün akşam saatlerinde adeta bir aksiyon filmi sahnesine tanıklık etti. Merkez Mahallesi'nde bulunan bir kuyumcu dükkanı, silahlı iki soyguncunun hedefi haline geldi. Olay, o kadar hızlı gelişti ki, göz açıp kapayıncaya kadar her şey olup bitti.
Saatler akşamın o loş, insanların evlerine çekilmeye başladığı vakte doğru ilerlerken, dükkana giren iki maskeli adam, korkunç bir planı hayata geçirmek üzereydi. Ellerindeki silahları kuyumcuya doğrultarak onu tehdit ettiler - tüm mücevherleri ve parayı vermezse sonuçlarının ağır olacağını söylediler.
Göz Açıp Kapayıncaya Kadar Her Şey Değişti
Kuyumcu, direnmeye çalıştı belki ama ne yazık ki şansı yaver gitmedi. Soyguncuların biri, elindeki silahın dipçiğiyle kuyumcuya vurdu. O an her şey bulanıklaştı. Acı, şok ve korku bir anda sardı ortalığı.
İşte o kritik anda, soyguncular tam bir profesyonelmiş gçibi hareket ettiler. Sanki daha önce defalarca prova etmişlerdi bu anı. Biri güvenlik kameralarını etkisiz hale getirmeye çalışırken, diğeri vitrinleri bir bir boşaltmaya başladı.
- 1 kilograma yakın çeşitli altın takılar
- Nakit olarak 300.000 Türk Lirası
- Değerli saatler ve mücevherler
Tüm bunlar, sadece birkaç dakika içinde kaybolup gitti. Soyguncular, sanki hiç orada bulunmamışlar gçibi sessizce kayboldular sokakların karanlığında.
Güvenlik Kameraları Her Şeyi Kaydetti
Olayın en çarpıcı yanı, güvenlik kameralarının tüm bu dramı kaydetmiş olması. Görüntülerde açıkça görülüyor ki, soyguncular tam olarak ne yapacaklarını biliyorlardı. Hareketleri hızlı, kararlı ve plansız değildi.
Emniyet yetkilileri, güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı bile. Görgü tanıklarıyla görüşmeler yapılıyor, bölgedeki diğer kamera kayıtları taranıyor. Fakat şu anda en büyük soru işareti: Bu kadar değerli malzemeyi nereye ve nasıl saklayacaklar?
Mağdur kuyumcu ise hem fiziksel yaralarının hem de yaşadığı psikolojik travmanın tedavisi görüyor. "Hayatım boyunca çalışarak elde ettiğim her şey bir anda yok oldu" diyor gözleri dolu dolu. Haklı değil mi? İnsanın emeği, alın teri birkaç dakikada buharlaşıveriyor.
Bölge Sakinleri Endişeli
Olayın duyulmasıyla birlikte Gaziosmanpaşa'da adeta bir güvenlik alarmı verildi. Diğer esnaf arkadaşlarımız da haklı olarak tedirgin. Kimse "sıradaki ben miyim?" sorusundan kurtulamıyor kafasında.
Bir kafe işletmecisi, "Artık akşamları dükkanı kapatırken içimde bir korku oluyor" diye anlatıyor duygularını. "Böyle şeyler bir kez oldu mu, insanın aklı hep orada kalıyor."
Emniyet yetkilileri bölgedeki güvenlik önlemlerini artırdıklarını, sokak sokak devriye gezildiğini belirtiyorlar. Fakat bu tür olayların önlenmesi için sadece polis gücünün yetmeyeceği de ortada. Toplum olarak hepimizin daha dikkatli olması gerekiyor.
Bu soygun, aslında hepimize bir uyarı aslında. Güvenlik önlemlerimizi gözden geçirmenin, birbirimize sahip çıkmanın tam zamanı. Çünkü maalesef, kötü niyetli insanlar her zaman var olacak - bizim yapabileceğimiz tek şey onlara fırsat vermemek.