
Olay, gece saatlerinde sıradan bir mahallede yaşandı. Her şey, ev sahibinin aniden uyanmasıyla başladı. Kapıda bir gürültü duymuştu – tıpkı bir kedinin çöp tenekesini devirmesi gibi, ama değildi. İçgüdüleri alarm veriyordu.
Pencereye yaklaştığında, silüetini gördü. Biri, evine girmeye çalışıyordu! Telefonunu sessize alıp polisi aradı, ama bekleyecek zaman yoktu. Hırsız, içeri girmek üzereydi.
Peşine Düşüş
Evi terk ederken hırsızla göz göze geldi. Şaşkınlıkla geri çekilen adam, koşmaya başladı. "Dur!" diye bağırdı ev sahibi, ama nafile. O da peşine düştü.
Mahalle aralarında bir kovalamaca başladı. Kimse inanamazdı – pijamalarıyla, terlikleriyle bir adam, hırsızı kovalıyordu. Belki de delilikti, ama o an hiç düşünemedi.
Son Hamle
Hırsız, bir ara sokakta sıkıştı. Geriye dönüp baktığında, ev sahibinin hâlâ peşinde olduğunu gördü. "Yeter artık!" diye bağırdı adam ve son bir hamleyle üzerine atladı.
Polisler olay yerine ulaştığında, hırsız yerde yatıyordu. Ev sahibi ise nefes nefese, ama gururluydu. "Mahallemi korudum," dedi basitçe.
Olayla ilgili soruşturma sürerken, hırsızın daha önce de benzer suçlar işlediği ortaya çıktı. Mahalle sakinleri ise cesur komşularını tebrik ediyor – ama herkese böyle davranmasını önermiyorlar. Sonuçta, bu tür durumlarda en güvenlisi polisi beklemek...