Silivri'de geçtiğimiz ay yaşanan ve tüm Türkiye'nin nefesini tutarak izlediği o silahlı kuyumcu soygununun zanlıları nihayet adaletin karşısına çıktı. Dört isim, o hareketli günün hesabını vermek üzere ilk kez mahkeme koridorlarında boy gösterdi.
Olay, 10 Mayıs sabahı Silivri'de bir kuyumcu dükkanında patlak vermişti. Silahlı saldırganlar, adeta bir aksiyon filminden fırlamışçasına dükkana girip değerli mücevherleri kapıp kaçmışlardı. Ama tabii hayat filmlerdeki gibi değil - polis hızlı bir operasyonla tüm zanlıları yakalamayı başardı.
Mahkeme Önünde Gergin Anlar
Zanlıların mahkemeye getiriliş anları ise oldukça gergindi. Elleri kelepçeli, yüzlerinde karmaşık ifadelerle adliyeye giriş yaptılar. İçlerinden biri, "Masumum" diye haykırırken, diğeri başını öne eğmiş, sessizce yürüyordu. İnsan merak ediyor doğrusu, o an zanlıların kafalarından neler geçiyordu?
Mahkeme salonunda ise heyecan doruktaydı. Savcılık, zanlılar hakkında "silahlı soygun" ve "örgütlü suç" iddialarıyla dava açtı. Savcının iddianamesi oldukça kapsamlıydı - soygunun günler öncesinden planlandığı, kaçış rotalarının bile belirlendiği öne sürülüyordu.
Zanlıların Savunmaları Şaşırttı
İşin ilginç yanı, zanlıların savunmalarıydı. İkisi suçlamaları kabul ederken, diğer ikisi "orada bile değildim" diye diretiyordu. Bir zanlının avukatı, müvekkilinin o sırada başka bir şehirde olduğunu iddia eden belgeler sundu. Mahkeme heyeti ise bu iddiaları dikkatle inceledi.
Duruşma sırasında enteresan bir detay daha ortaya çıktı: Zanlılardan birinin, soygun sırasında dükkanda unuttuğu parmak izleri, olay yeri inceleme ekiplerinin en önemli delili olmuştu. Küçük bir hata, koskoca bir soygun planını altüst etmişti.
Mahkeme, delillerin tamamlanması ve tanık ifadelerinin alınması için duruşmayı erteledi. Zanlılar ise tutuklu yargılanmak üzere cezaevine geri götürüldü. Önümüzdeki haftalarda yeni duruşmada neler yaşanacak, hep birlikte göreceğiz.
Bu tür olaylar, aslında toplum olarak ne kadar hassas bir dönemden geçtiğimizi bir kez daha hatırlatıyor. Güvenlik güçlerimizin hızlı müdahalesi ise takdire şayan - umalım ki adalet tecelli etsin ve benzer olaylar bir daha yaşanmasın.