Paris'in göbeğinde, dünyanın en ünlü müzelerinden Louvre'da yaşanan olay, sanat dünyasını derinden sarsan bir soygunla sonuçlandı. Adeta bir gerilim filminden fırlamışçasına, kimliği belirsiz hırsızlar müzenin korumasını aşarak paha biçilmez mücevherlere ulaşmayı başardı.
Peki, bu kadar değerli ve tanınır parçaları piyasada satmak mümkün mü? İşte asıl merak edilen soru bu. Uzmanlara göre, bu tür nesneleri satmak göründüğünden çok daha karmaşık - neredeyse imkansız diyebiliriz.
Karanlık Pazarın Gizemli Yolları
Mücevher kaçakçılığı dünyası, bildiğimiz normal piyasalardan tamamen farklı işliyor. Bu değerli parçalar genellikle:
- Taşlar tek tek sökülerek parçalanıyor
- Özel koleksiyonerler için 'gri bölge' alıcılar bulunuyor
- Uluslararası organize suç şebekeleri devreye giriyor
- Yasal olmayan müzayede kanalları kullanılıyor
Aslında düşününce, bu hırsızların elinde adeta yanan bir kömür tutuğunu söyleyebiliriz. Her an yakalanma riskiyle yaşıyorlar.
İnternetin Gölgeli Köşeleri
Günümüzde dark web ve kripto para piyasaları, bu tür kaçak malların alım satımı için yeni mecralar sunuyor. Ancak Interpol ve Europol gibi uluslararası kuruluşların takip sistemleri de boş durmuyor.
Şu an dünya çapında tüm mücevher piyasası gözünü bu kayıp hazinelere dikmiş durumda. Herhangi bir parçanın ortaya çıkması, hırsızların sonu olabilir.
Fransız yetkililerin üzerine karabiber serpmiş gibi çalıştığını söylemeliyim. Müzenin güvenlik açıklarını kapatmak için hummalı bir çalışma başlattılar. Bu olay, dünyadaki tüm müzeler için acı bir ders oldu adeta.
Sonuç olarak, bu mücevherlerin peşinde olanlar için zorlu günler bekliyor. Çaldıkları hazineler, onlar için bir lüks değil, adeta boyunlarında taşıdıkları bir pranga olacak gibi görünüyor.
