
Olay, öyle sıradan bir öğle sonrasında, herkesin işine gücüne baktığı bir vakitte patlak verdi. Sanki hiçbir şey olmayacakmış gibiydi her şey. Ta ki o adam gelene kadar.
Güneşin altında ısınan kaldırım taşlarının üzerinde, bir dükkânın önünde oynayan minik çocuk, ailesinin yanı başında güvende hissediyordu kendini. Kim tahmin edebilirdi ki, gözlerinin önünde böyle bir şey yaşanacağını? İşte o an, dışarıdan gelen bir adam, hiç vakit kaybetmeden çocuğu kucaklayıp kaçırmaya yeltendi. Hem de nasıl bir cüretle!
Neyse ki oradaki esnaf, bu tuhaf ve ürpertici hareketi fark etmekte gecikmedi. 'Dur!' sesleriyle birlikte, olay yerine koşuşan vatandaşlar, şüpheliyi çembere aldı. Öyle bir andı ki, insanın içini bir korku, bir öfke sarıveriyor. Çocuğu hemen ailesine teslim ettiler, o minik yüreği korkudan titreyen çocuğu.
Şüpheli ise -ne yapmaya çalıştığını hâlâ tam olarak anlayamadığımız bu kişi- etkisiz hale getirilir getirilmez, hemen polise haber verildi. Gelen ekipler, olay yerinde gerekli incelemeleri yaparken, bir yandan da şüpheliyi gözaltına aldılar. Kamera kayıtları ise her şeyi apaçık ortaya koyuyordu. O anlar, saniye saniye kameraya yansımıştı.
Bu olay, hepimize bir kez daha hatırlattı: Çocuklarımızın güvenliği, asla ve asla tesadüflere bırakılamayacak kadar ciddi bir mesele. O esnafın tedbiri ve çevik müdahalesi olmasaydı, kim bilir sonuç ne olacaktı? Düşünmek bile insanın içini ürpertiyor.
Polis soruşturmayı derinleştirirken, şüphelinin ifadesi ve motivasyonu merak konusu. Gaziantep'te yaşanan bu tüyler ürperten hadise, aslında toplum olarak ne kadar tetikte olmamız gerektiğinin acı bir göstergesi. Umarım bir daha böyle bir şey yaşanmaz.