Meryem Yıldız'ın gözleri, dört uzun yıldır hep aynı noktaya takılıp kalıyor - kapıya. O kapı ki, belki bir gün kızı Zeliha'yı getirecek diye her çalışında yüreği yerinden fırlıyor. Ama ne yazık ki gelen hep hayal kırıklığı oluyor.
"Ciğerim yanıyor" diye anlatıyor Meryem anne, sesi titreyerek. "Dört yıl oldu ama ben hâlâ onun sesini duyar gibi oluyorum. Bazen rüyamda geliyor, 'Anne' diye sesleniyor, uyanıyorum... ve yine yok."
O Kader Günü Her Şey Değişti
2019'un o soğuk kış günü, Zeliha evden çıktı ve bir daha asla geri dönmedi. Sanki yer yarılmış da yutmuştu genç kızı. Meryem anne o günden beri ne günlerini biliyor ne gecelerini - hep aynı kabus.
Polis karakollarının yollarını adeta çizmiş. Savcılık kapılarında sayısız kez beklemis. Her seferinde umutla gidip, boynu bükük dönmüş eve. "Bazen öyle oluyor ki, sokakta yürüyen genç bir kız görünce peşinden koşasım geliyor. Ya Zeliha'sa diye..."
Bir Annenin Yüreğinde Açılan Yaralar
Meryem'in evi, Zeliha'nın odasıyla tam bir anı müzesine dönmüş. Her şey aynen duruyor - yatağı, kitapları, fotoğrafları. "Odasına her girdiğimde burnuma kokusu geliyor gibi oluyor" diye iç geçiriyor. "Sonra anlıyorum ki, sadece hayal etmişim."
Komşularıysa bu acıya tanıklık ediyor her gün. "Meryem teyzenin her sabah kapının önüne çıkıp etrafa baktığını görüyoruz" diye anlatıyor mahalleden biri. "Oğlu da annesinin bu halini görünce kahroluyor tabii."
Umudun İncecik İpliği
Peki hiç mi umut yok? Meryem anne bu soruya şöyle yanıt veriyor: "Allah'tan ümidimi kesmem diyorlar ya, ben de öyle yapıyorum. Belki bir gün... belki yarın... kim bilir?"
Ama gerçek şu ki, zaman geçtikçe izler soğuyor. Polis dosyası raflarda tozlanıyor. Meryem'in yüreğindeki acıysa her geçen gün daha da derinleşiyor.
Zeliha'nın kardeşi de ağabeyi de bu acıyı içlerinde taşıyor. "Ablam gideli evimizde kahkaha sesi kalmadı" diyor küçük kardeş gözleri dolu dolu. "Annem her bayram onun için de hediye alıyor, biliyor musunuz?"
Son Bir Çağrı: Gören Var mı?
Meryem anne, belki birinin bir şey gördüyse diye son kez sesleniyor: "Zeliha'm, neredesin? Ciğerim yanıyor. Bir haber ver, gel diyemiyorsan bile yaşadığına dair bir işaret gönder. Bu acıya dayanamıyorum artık."
Dört yıldır süren bu bekleyiş, bir annenin yüreğinde kanayan yara olmaya devam ediyor. Ve Meryem Yıldız, her yeni güne yine aynı umutla başlıyor - belki bugün, belki şimdi...