Hava sıcak, güneş tepede âdeta kavuruyordu. Serinlemenin en doğal yolu da denize atlamaktı tabii ki. Adana'nın Karataş ilçesi, Tuzla Mahallesi sahilinde her şey bir anda oldu. 18 yaşındaki M.A., belki de o gün hissettiği o anlık ferahlama arzusunun bedelini hayatıyla ödedi.
Dalgalar her zamankinden güçlü, akıntı sinsice çekiyordu. İnsan "aman dikkat et" diyor kendi kendine; ama gençlik işte, bazen sınırları zorluyor. M.A. de denize girdi, bir daha da çıkamadı. Sahildekilerin çığlıkları, yardım çağrıları birbirine karıştı.
Olay yerine hemen jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İnsanların yüreği ağzında, dakikalar geçmek bilmedi. Arama çalışmaları başladığında herkes bir mucize bekliyordu aslında. Ne yazık ki acı haber, genç adamın cansız bedenine ulaşıldığında geldi.
Jandarma ekipleri, olayla ilgili incelemelerini sürdürürken, bir aile ateşten gömlek giymişti. Oğullarını, evlatlarını, henüz 18'inde bir genci kaybetmenin verdiği tarifsiz acıyı yaşıyorlardı.
Bu tür olaylar, aslında hepimize bir kez daha düşünmemiz gereken bir gerçeği hatırlatıyor: Deniz, ne kadar sakin görünürse görünsün, anlık bir dalga, bir akıntı hayatımızı alıp götürebilir. Özellikle de derinlikleri tam bilinmeyen, işaretlenmemiş alanlarda yüzmek, büyük risk taşıyor.
M.A.'ya Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı diliyoruz. Mekânın cennet olsun genç adam...
