Hani derler ya, hayat bir anda değişiverir diye... İşte o acı gerçek, genç yaşamı Miami'nin sisli bir gecesinde son bulan Defne Akçakayalıoğlu'nun hikâyesinde bir kez daha yüzümüze çarptı. Geçtiğimiz perşembe günü saatler 01.30'u gösterirken, Florida'nın o meşhur şehri bir trajediye tanıklık etti.
O gece, Defne'nin içinde bulunduğu araç – kim bilir belki de bir arkadaş ziyaretinden dönüyorlardı – korkunç bir kazaya karıştı. İki aracın çarpışmasıyla başlayan bu korku filmi sahnesi, maalesef onun için son perde oldu. Aramızdan ayrılışının üzerinden neredeyse bir hafta geçti, ama acısı hâlâ ilk günkü kadar taze.
Bugün, İstanbul'da gözyaşlarıyla karışan bir toprak kokusu vardı. Defne, son yolculuğuna uğurlandı. Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki tören – ah, o tören – kelimelerle anlatılması imkânsız bir hüznü barındırıyordu. Ailesi, arkadaşları, sevdikleri... Hepsi oradaydı. Kimi sessizce ağlıyor, kimi ellerini gökyüzüne açıp "Neden?" diye soruyordu.
Miami'deki olayla ilgili soruşturma devam ediyor – polisler dosyaları karıştırıyor, ifadeler alınıyor, belki de kimse tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ama şu an için en önemli şey, bir ailenin yüreğine düşen yangını söndürmeye çalışmak. Defne'nin naaşı, vefatının ardından Miami'den İstanbul'a getirilmişti. Uzun bir yolculuktu bu, hem fiziksel hem de duygusal anlamda.
Genç yaşamının baharında bir anda koparılıp alınan Defne'yi son bir kez daha anmak isterim. Arkasında sevenlerini ve tarifsiz bir acı bıraktı. Mekânın cennet olsun...
