
İstanbul'un kalbi bugün genç bir avukat için attı. Göksu Celebi – mesleğine yeni adım atmış, geleceğin parlak hukukçularından biri – son yolculuğuna uğurlandı. Sevenleri, ailesi ve meslektaşları, hüzünle bir araya geldi.
O kadar gençti ki... Daha yeni başlamıştı avukatlık serüvenine. Ofisinde asılı duran diploması henüz üzerindeki camın tozunu almamıştı. Meslektaşları, "Işığı sönmeyecek bir yıldızdı" diyorlar gözleri dolu dolu.
Son Veda Töreni
Cenaze namazı, Teşvikiye Camii'nde kılındı. Kalabalık o kadar büyüktü ki, cami avlusuna sığmayan insanlar sokaklara taştı. Herkes genç avukatı son kez görmek, ailesine başsağlığı dilemek için oradaydı.
Tabutu omuzlarda taşındı. Adeta bir nehir gibi akan kalabalık, Göksu Celebi'yi son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Kimi sessizce ağlıyor, kimi dualar okuyordu.
Ailesinin Acısı
Anne ve babasının acısı ise tarif edilemezdi. Bir evlat kaybetmenin verdiği o derin, o kemirici hüznü yaşıyorlardı. Yakınları, "Göksu sadece iyi bir avukat değil, aynı zamanda harika bir evlattı" diye anlatıyorlar.
Sevenleri onu; güler yüzü, insanlara yardım etme sevdası ve mesleğine olan tutkusuyla hatırlıyor. Ofisinde geçirdiği uzun saatler, davalarını titizlikle takip edişi... Hepsi hafızalarda taze.
Hukuk Camiasının Kaybı
Hukuk dünyası genç bir yeteneği kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Meslektaşları, "Göksu, hukukun sadece maddi kurallardan ibaret olmadığını, insanı anlamak gerektiğini bilen nadir avukatlardandı" diye konuşuyor.
Peki ya şimdi? Geride koca bir aile, yarım kalan davalar ve bitmemiş hayaller bıraktı. Belki de en acı tarafı bu: O kadar çok şey vaat ediyordu ki hayat, zaman onu çabuk yakaladı.
Toprağa verildiği an, gökyüzü bile hüznüne ortak oldu. Bulutlar gri, hava durgundu. Sevenleri, mezartaşının başında son kez dua ettiler, çiçekler bıraktılar.
Göksu Celebi'nin ardından, hukuk camiasında ve sevenlerinin kalbinde büyük bir boşluk kaldı. Ancak onun anısı, yaptığı iyilikler ve mesleğe olan sevdasıyla yaşamaya devam edecek.