Gözlerini dünyaya yumalı tam on bir gün oldu, ama hâlâ herkes Güllü'nün o son anlarını konuşuyor. İnanması güç ama, pencereden o korkunç düşüşünden sadece dakikalar önce çekilen telefon görüntüleri nihayet ortaya çıktı.
Ve işte o görüntüler... Güllü, sanki hiçbir şey yokmuş gibi, odasında dolaşıyor. Bir an pencereye yöneliyor, sonra geri dönüyor. Yüz ifadesi ne tam olarak mutlu, ne de mutsuz—daha çok dalgın, düşünceli gibi. Belki de o sırada aklından neler geçiyordu, kim bilir?
Son Dakikaların Gizemi
Bu görüntüler aslında çok basit bir şeyi kanıtlıyor: O anda orada yalnız değildi. Yanında biri daha vardı ve o kişi, belki de farkında olmadan, Güllü'nün hayatının son 'normal' anlarını ölümsüzleştirdi.
Odası—her şey yerli yerinde. Yatağının üzerine serili o renkli battaniye, masasının üzerindeki su bardağı... Her şey olağan görünüyor. Ta ki o pencere açılana kadar.
Peki Ne Oldu da Bu Kadar Kısa Sürede Her Şey Değişti?
İşte en can alıcı soru bu! Görüntülerde herhangi bir kavga, tartışma ya da olağandışı bir hareket yok. Güllü bir süre pencerenin önünde duruyor, dışarıyı izliyor. Sonra... Sonrası malum.
Bu görüntüleri izlerken insan ister istemez düşünmeden edemiyor: Acaba o son saniyelerde aklından neler geçiyordu? Bir karar vermiş miydi, yoksa talihsiz bir kaza mıydı? Cevabını belki de hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz.
Ama şu bir gerçek ki, bu görüntüler olayın aydınlatılması için çok önemli bir parça. Yetkililer şu an bu kayıtları titizlikle inceleyerek o karanlık noktaları aydınlatmaya çalışıyor.
Güllü'nün sevenleri ise hâlâ bu ani ve trajik kaybın şokunu atlatabilmiş değil. Sosyal medyada paylaştıkları mesajlarda, "Keşke zamanında yardım elini uzatabilseydik" diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Hayat bazen işte böyle acımasız sürprizler yapıyor insana. Bir an her şey normal görünürken, bir sonraki saniye her şey altüst olabiliyor. Güllü'nün hikayesi de maalesef bunun en acı örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı.