O gün, sanki zamanın kendisi donmuştu. Muğla'nın Bodrum ilçesi, her zamanki turkuaz sularında bu kez derin bir hüznü saklıyordu. İş insanı Halit Yükay'ın denizde kaybolmasının üzerinden tam 31 gün geçti - her biri bir asır kadar uzun gelen o acı dolu günler.
Ve sonra... beklenen ama bir türlü kabullenilemeyen haber geldi. Dalgıçların titiz çalışmaları sonucu, Yükay'ın cansız bedenine ulaşıldı. O an, hem bir bitişin hem de dayanılmaz bir acının başlangıcıydı.
Son Bulan Umutlar ve Başlayan Yas
Ailesi, arkadaşları, sevenleri... Hepsi o korkunç bekleyişteydi. Belki bir mucize olur diye tutundukları umut, denizin soğuk yüzüyle yerini tarifsiz bir acıya bıraktı. Cenazesi, ailesine teslim edildiğinde ise artık gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmişti.
Orada, Bodrum'da, insanların neşeyle denize girdiği sahillerde şimdi bir ailenin yüreğine işleyen bir acı var. Halit Yükay'ın ardından dökülen her gözyaşı, aslında hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatıyor hepimize.
Bu tür olaylar, bize sadece bir kaybın hüznünü değil; aynı zamanda denizin ne kadar acımasız olabileceğini de gösteriyor. Dalgıç ekiplerinin o zorlu arama çalışmaları, aslında insanlığın en zor anlarda bile nasıl dayanışma içinde olduğunun da bir kanıtı.
Halit Yükay'ın ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun.
