Manisa'da bir ailenin kabusu hiç bitmek bilmiyor. Tam bir haftayı devirdi - evet, yedi uzun gündür - 16 yaşındaki Fatma Gül'den haber alınamıyor. Ailesi, kızlarının son görüldüğü andaki o karanlık detayı anlatırken sesleri titriyor adeta.
Olay, geçtiğimiz Çarşamba günü akşam saatlerinde Manisa'nın merkezinde yaşanmış. Fatma, evden çıktığında her şey normal görünüyormuş. Ama işte, görünen o ki hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Araçtaki Ürkütücü Detay
En can alıcı nokta şu: Fatma'nın son olarak binmiş olduğu araçtaki plakanın 01 AT 745 olduğu tespit edilmiş. Fakat - ve bu 'fakat' gerçekten önemli - yapılan araştırmalarda bu plakanın kayıtlarda bulunamadığı ortaya çıkmış!
Yani ne demek bu? Sahte plaka mı, yoksa başka bir şey mi? Polis şu an bu sorunun peşinde ama ailenin sabrı tükenmek üzere.
Aile Çılgına Döndü
"Kızımı geri istiyorum!" diye haykırıyor anne Gülşah Hanım. Yüzündeki endişe ve korku, kelimelerle anlatılamayacak kadar derin. "Fatma uslu bir kızdı, hiç böyle şeyler yapmazdı. Liseye gidiyordu, geleceği vardı..."
Baba Mehmet Bey ise adeta taş kesilmiş. "O arabaya bindiğini gören komşumuz söyledi. Plakayı da o hatırladı. Ama polis diyor ki böyle bir plaka yok. Nasıl yok? Gözümüzle gördük!"
Polis Tüm İhbar Hatlarını Aktif Etti
Manisa Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Fatma'nın kaybolması üzerine geniş çaplı bir arama başlatmış durumda. Şehrin dört bir yanındaki kamera kayıtları inceleniyor, tanıklar dinleniyor, her türlü ipucunun peşine düşülüyor.
Yetkililer, halktan gelen her türlü bilgiyi 155 ihbar hattına bekliyor. "En ufak bir şey bile önemli olabilir" diyorlar. Haklılar da - kayıp vakalarında bazen en küçük detay en büyük kapıyı aralayabiliyor.
Peki Ya Şimdi?
Manisa sokakları bugünlerde farklı bir tedirginlikle dolup taşıyor. Herkes Fatma'yı arıyor, herkes o küçük kızın güvenli bir şekilde evine dönmesini umut ediyor.
Aile avuçlarını ısırıyor - beklemek, hele ki böyle bir durumda beklemek, en zor işlerden biri olsa gerek. Telefonlarının çalmasını, kapının açılmasını, Fatma'nın "Anne, ben geldim" demesini bekliyorlar.
Umutlar tükenmedi henüz. Belki de yarın, belki de bir sonraki saat, her şey düzelecek. En azından öyle umut ediyoruz...