Antalya'nın o bildiğimiz masmavi gökyüzü, bir annenin yüreğindeki karanlığa inat parıldıyor adeta. Elena Karginsky, tam iki aydır bu güneşli şehirde bir kabusun içinde yaşıyor. Oğlu Nikita'nın kayboluşunun üzerinden geçen her gün, sanki bir yıl kadar uzun geliyor ona.
22 yaşındaki Nikita Karginsky, geçtiğimiz haziran ayında Rusya'dan Antalya'ya tatil için gelmişti. Kim bilebilirdi ki bu tatilin bir trajediye dönüşeceğini? 15 Haziran'da kaldığı otelden bir daha geri dönmeyen genç adamın ardından sessizlik çökmüş.
Bir Annenin Bitmeyen Umudu
Elena hanım, oğlunu bulmak için neredeyse imkansızı deniyor. Türkçe bilmemesi büyük engel tabii - ama anne yüreği işte, dilini bilmediği bir ülkede bile çaresizlik içinde mücadele ediyor. "Nikita'm son görüldüğünde siyah şort ve beyaz tişört giyiyordu" diye anlatıyor gözleri dolu dolu. 1.85 boyunda, kumral saçlı ve mavi gözlü bu genci görenlerin kendisine ulaşması için yalvarıyor.
Olayın en tuhaf yanı? Nikita'nın otelde bıraktığı kişisel eşyaları... Pasaportu, telefonu, parası - her şeyi orada duruyor. Sanki bir markete gidip gelecekmiş gibi çıkmış dışarı. Bu detay, işin içinde başka bir şeyler olduğunu düşündürüyor insana.
Yetkililer Devrede Ama...
Antalya İl Emniyet Müdürlüğü konuyla ilgili çalışma yürütüyor elbette. Yabancılar Şube Müdürlüğü ekipleri, Nikita'nın izini sürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat - ve maalesef - somut bir gelişme yok henüz.
Elena'nın Türkiye'de kalış süresi dolmak üzere. Vizesinin bitmesine çok az kaldı ama o, oğlunu bulmadan Rusya'ya dönmeyi aklının ucundan bile geçirmiyor. "Onu bulmadan gitmem mümkün değil" diyor kararlılıkla. Anne yüreği işte, vize süreleriyle falan ilgilenmiyor.
Peki ya Nikita? Sağlık sorunları olabileceğinden bahsediliyor - belki de bu durum onun kaybolmasında etkili olmuştur kim bilir. Ya da başka sebepler... İşin iç yüzünü bilen yok şu an.
Antalya'dan Dünyaya Bir Çağrı
Bu sadece bir ailenin trajedisi değil aslında. Turizm cenneti Antalya'da yaşanan bu olay, yabancı turistlerin güvenliği konusunda da soru işaretleri doğuruyor. Her yıl milyonlarca turist ağırlayan bu güzel şehirde, bir gencin nasıl olup da iz bırakmadan kaybolabildiğini anlamak gerçekten zor.
Elena Karginsky'in telefonu (numara verilmiş ama burada yazmıyorum) sürekli açık. Nikita'yı gören, bir ipucu olan herkesin kendisine ulaşmasını bekliyor. Belki de bu satırları okuyan biri, o çok ihtiyaç duyulan bilgiye sahiptir - kim bilir?
Bir anne için en acı şey ne olabilir? Evladının akıbetini bilmemekten daha kötü bir şey var mıdır? Elena hanım şu an bu cehennemi yaşıyor. Ve Antalya'nın o meşhur güneşi, onun yüreğindeki soğukluğu ısıtmaya yetmiyor.
