
İznik Gölü'nün o sakin, aldatıcı yüzeyi dün akşamüstü bir ailenin kabusa dönüşen gerçeğini yuttu. Her şey o kadar hızlı oldu ki... 6 yaşındaki Erna Cetin, ailesinin bir anlık gafletiyle sulara karışıverdi. O andan itibaren zaman durdu, İznik'in ılık yaz havası buz kesti.
Olay, dün saatler 17:00'yi gösterirken İznik'in en hüzünlü sahillerinden birinde yaşandı. Ailesiyle birlikte göl kenarında vakit geçiren minik Erna, kimsenin anlam veremediği bir şekilde sulara kapıldı. İhbarı alan jandarma ekipleri saniyeler içinde olay yerine intikal etti ama iş işten geçmişti. Gölde o eski, acımasız sessizlik hüküm sürüyordu.
Çaresizlik ve Umut Arasında Geçen Saatler
Jandarma'nın öncülüğündeki arama çalışmalarına AFET ekipleri, dalgıçlar ve bölge halkı da katıldı. Herkes tek bir amaç uğruna çırpınıyordu: O küçük yüreği sudan çıkarabilmek. Teknelerle ve özel sonar cihazlarıyla yapılan taramalar, gölün dipsiz karanlığına meydan okurcasına sürdürülüyor. Gecenin soğuğu, arama ışıklarının titrek aydınlığına inat, her geçen saat daha da keskinleşiyor.
Ailenin yaşadığı ıstırap ise kelimelere sığmaz cinsten. Anne-babanın gözlerindeki o boş bakışlar, her şeyi anlatmaya yetiyor aslında. 'Keşke'lerin en ağırını yüreklerinde taşıyorlar şu an. Bölge sakinleri ise olayı duyar duymaz evlerinden fırlayıp aramalara katılanlarla dayanışma içinde. İnsan, en zor anlarda nasıl da kenetlenebiliyor, değil mi?
Son Durum Ne?
Şu ana kadar yapılan tüm çabalar maalesef sonuçsuz kaldı. Dalgıçlar, suyun soğukluğu ve görüş mesafesinin düşüklüğü nedeniyle oldukça zorlanıyor. Ama pes etmek yok. Ekipler, minik Erna'ya ulaşana kadar çalışmaları sürdüreceklerinin sözünü veriyor. Gölün kıyısında, umutla çaresizlik arasında gidip gelen yürekler ise bir mucize bekliyor. Belki de hepimiz, o minicik çocuğun güvenle kollarımıza döneceği o anı hayal ediyoruz. Bu tür trajediler, hepimizi bir an durup düşünmeye sevk ediyor. Sahi, güvenlik önlemlerinde bir anlık dalgınlık nelere mal olabiliyor?