O gece her şey normal başlamıştı. Hava güzeldi, deniz sakin görünüyordu. Ama işte o 'görünüşe' aldanmak ne kadar yanıltıcı olabiliyor biliyor musunuz? Dalgalar aniden yükselmeye başladığında, teknesindeki balıkçı için her şey bir anda değişiverdi.
Ve sonra o korkunç an geldi. Tekne alabora oldu. Suyun soğuk yüzünü hissettiğinde, içinden 'bu son olabilir' diye geçirdiğini itiraf ediyor. Ama pes etmek yok! Hayata olan bağlılığı, onu bu zorlu mücadelede yalnız bırakmadı.
Gece Boyunca Süren Ölüm Kalım Mücadelesi
Tam 12 saat. Evet, yanlış duymadınız - tam on iki saat boyunca soğuk sularda yüzdü. Saatler gece yarısını gösterirken başlayan bu mücadele, ertesi gün öğlene kadar devam etti. Dalgalarla boğuştu, yorgunlukla savaştı, umutsuzluğa kapılmamak için kendi kendine motive oldu.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte umudu da arttı tabii. Artık güneş doğmuştu ve kurtulma şansının daha yüksek olduğunu biliyordu. İnsanın böyle anlarda doğan güneşi görünce hissettiği o tarifsiz duygu - kelimelerle anlatılacak gibi değil.
Kurtuluş Anı ve Sevindirici Son
Nihayet öğle saatlerinde, açık denizde mücadele eden bu cesur balıkçıyı fark eden bir başka tekne yetişti yardımına. O anki rahatlama hissini tahmin edebiliyor musunuz? Tüm yorgunluğuna, tükenmişliğine rağmen hayata tutunmayı başarmıştı işte.
Kurtarıldıktan sonra hemen Marmaris Devlet Hastanesi'ne nakledildi. Doktorların yaptığı muayenede -inanması güç ama- hayati tehlikesi olmadığı anlaşıldı. Sadece hafif bir hipotermi ve yorgunluk durumu vardı. Şanslıymış demek ki!
Sağlık durumunun stabil olduğu belirlendikten sonra, tedavisi ayaktan devam etmek üzere taburcu edildi. Eve, sevdiklerine kavuştu. Belki de hayatının en değerli anlarından birini yaşadı o gün.
Bu olay bize şunu bir kez daha hatırlattı: İnsanın hayata tutunma gücü gerçekten sınırsız. Zor anlarda pes etmemek, mücadeleyi bırakmamak ne kadar önemli. Denizin ne kadar hırçınlaşabileceğini bilen bir balıkçı için bile bu deneyim oldukça sarsıcı olsa gerek.