Yer kabuğu yine hareketli bir gün geçirdi. Öyle ki, 21 Ekim tarihi Türkiye'nin dört bir yanından gelen sismik haberlerle dolu. AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin verileri, ülke genelinde kayda değer sarsıntılar yaşandığını gösteriyor.
Aslında bu tür hareketlilikler hiç de şaşırtıcı değil - bizim coğrafyamızın yazgısı maalesef böyle. Ama yine de her seferinde insanın içine bir kurt düşüyor, değil mi?
Öne Çıkan Sarsıntılar
Günün en dikkat çeken depremi, Marmara Denizi'nde meydana geldi. 3.2 büyüklüğündeki bu sarsıntı, Silivri açıklarında kaydedildi. Denizin derinliklerinden gelen bu uyarı, İstanbul'da yaşayanlar için her zaman olduğu gibi tedirginlik yarattı.
Ege'de ise durum farklı değildi. İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 2.8 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Bölge sakinleri, hafif de olsa sallantıyı hissettiklerini belirttiler.
Diğer Kayda Değer Depremler
- Manisa'nın Soma ilçesinde 2.5 büyüklüğünde sarsıntı
- Çanakkale Ayvacık'ta 2.7 şiddetinde deprem
- Balıkesir Edremit'te 2.4 büyüklüğünde yer hareketi
- Muğla Fethiye açıklarında 2.9 büyüklüğünde deniz depremi
Bu listedeki depremlerin tamamı 3.0 ve altı büyüklükte olsa da - ki bu iyi bir haber - her biri bize şu gerçeği hatırlatıyor: Türkiye, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek zorunda.
Uzmanlar Ne Diyor?
Jeoloji mühendisleri, bu küçük sarsıntıların aslında büyük depremlerin önünü kesebileceğini söylüyorlar. Stres boşalımı olarak adlandırılan bu durum, enerjinin küçük küçük atılması anlamına geliyor. Ama tabii ki bu, büyük deprem olamayacağı anlamına da gelmiyor - işte can sıkıcı olan da bu.
Kandilli Rasathanesi yetkilileri, vatandaşları her zaman hazırlıklı olmaya çağırıyor. "Deprem değil, hazırlıksızlık öldürür" sözünü hatırlatırcasına...
Son Dakika Gelişmeleri
Akşam saatlerine doğru Van'ın Çaldıran ilçesinde 3.1 büyüklüğünde yeni bir deprem daha kaydedildi. Bölge halkı sarsıntıyı net bir şekilde hissettiğini, ancak herhangi bir hasar bildirilmediğini aktardı.
Aslında düşününce, bu küçük sarsıntılar büyük depremlerin habercisi mi yoksa rahatlatıcı mı - bu sorunun cevabı hala jeologlar arasında tartışma konusu. Kimi uzman "küçük depremler iyidir" derken, kimi de "büyük depremin ayak sesleri" olarak yorumluyor.
Önemli olan şu: Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Evlerimizin sağlamlığını kontrol ettirmek, acil durum çantası hazırlamak ve ailece deprem planı yapmak artık lüks değil, zorunluluk.
21 Ekim günü yaşanan bu sismik aktiviteler, bize bir kez daha hatırlattı - yerin altındaki dev uyuyor ama ara sıra hareketleniyor. Ve biz, bu hareketlenmelere her zaman hazırlıklı olmalıyız.