Tam da günün ilk ışıklarının yüzünü gösterdiği saatlerde... Yer yine hareketlendi. 26 Eylül 2025 Perşembe günü, Türkiye'nin farklı noktalarında artçı sarsıntılar ve yeni depremler kayıtlara geçti. AFAD ile Kandilli Rasathanesi'nin verileri, özellikle Marmara Bölgesi'ndeki hareketliliğe işaret ediyor.
İşte O Kritik Veriler
Sabahın erken saatlerinden itibaren sismograflar hiç durmadı. Öyle ki, en dikkat çekici depremlerden biri Marmara Denizi'nde gerçekleşti. Saat 06.47'yi gösterirken, 3.2 büyüklüğünde bir sarsıntı hissedildi. Derinlik mi? Yaklaşık 7.3 kilometre. Bu aslında nispeten yüzeye yakın sayılabilecek bir derinlik.
Peki ya diğerleri? İşte size birkaç önemli başlık:
- Bursa'nın Gemlik ilçesi: 2.8 büyüklüğünde hafif ama hissedilir bir deprem (07.23)
- Çanakkale Ayvacık: 3.0 büyüklüğünde deniz tabanlı sarsıntı
- İzmir Seferihisar açıkları: 2.7 büyüklüğünde küçük çaplı deprem
Aslında bu depremlerin çoğu, büyük Marmara depreminin artçıları olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar—ki onların her söylediği dikkatle dinlenmeli—bu tür küçük sarsıntıların aslında yer kabuğundaki enerji boşalımı açısından 'olumlu' sayılabileceğini belirtiyorlar. Tabii 'küçük' demek, 'önemsiz' demek değil elbette.
Vatandaş Ne Hissetti?
Sosyal medyaya düşen ilk tepkiler oldukça ilginç. "Sabah kahvemi yudumlarken masa hafifçe sallandı" diyenler de var, "Hiç hissetmedim, haberi okuyunca öğrendim" diyenler de. Bu aslında depremin büyüklüğünden çok, bulunulan zemin yapısı ve binanın kat sayısıyla da alakalı. Unutmayalım, bazen 4.0 büyüklüğündeki bir deprem, 3.0'dan daha az hissedilebiliyor.
AFAD'ın son açıklamasına göre—ki bu tür açıklamaları düzenli olarak takip etmekte fayda var—can ve mal kaybı bildirilmemiş. Bu sevindirici bir haber. Ancak şunu da eklemeden geçmeyelim: Küçük de olsa her deprem, bize hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatan bir uyarı aslında.
Peki Ya Kandilli Ne Diyor?
Kandilli Rasathanesi'nin verileri AFAD'la genel olarak uyumlu gözüküyor. Ancak—her zaman olduğu gibi—büyüklük ve derinlik ölçümlerinde ufak tefek farklılıklar mevcut. Bu da aslında tamamen kullanılan cihazların hassasiyeti ve ölçüm noktalarıyla ilgili. Kandilli'nin son verilerine göre, bugünkü depremlerin en büyüğü 3.4 olarak kaydedilmiş.
Deprem dediğin nedir ki? Yerin altındaki devinimin yüzeyde yarattığı titreşim. Ama işte o titreşim, bazen hayatlarımızı altüst edebiliyor. Bugünküler şükür ki öyle olmadı. Yine de—belki de en doğrusu bu—her an her şeye hazırlıklı olmak.
Son söz? Günlük hayatın koşuşturmacasına dalıp deprem gerçeğini unutmayalım. Hazırlık, sadece büyük depremler için değil, işte böyle küçük sarsıntılar için bile önemli. Çünkü kim bilebilir ki, yarın ne getirecek?
