Yerin dibinden gelen o tanıdık uğultu yine kendini hissettirdi. Bugün, 28 Ekim 2025'te, Türkiye'nin farklı noktalarında art arda gelen sarsıntılar vatandaşların yüreğine su serpti. AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin verileri adeta bir deprem senfonisi çalıyordu âdeta.
Sabahın erken saatlerinden itibaren sismografların iğneleri hiç durmadı desem yeridir. Öyle ki, bazı sarsıntılar o kadar hafifti ki, insanlar "Acaba rüzgâr mı esti?" diye düşündü. Ama diğerleri... diğerleri insanı yerinden zıplatacak cinstendi.
En Dikkat Çeken Sarsıntılar
Günün en konuşulan depremi, saat 14:32'de meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki sarsıntı oldu. Merkez üssü Marmara Denizi olan bu deprem, İstanbul'da da hafifçe hissedildi. Öyle ki, ofislerde çalışanlar bir an için ne olduğunu anlayamadılar.
- Marmara Denizi: 4.8 büyüklük - 14:32
- Ege Denizi: 3.7 büyüklük - 11:45
- Akdeniz: 3.2 büyüklük - 09:18
- İzmir: 2.8 büyüklük - 16:05
Aslında bu rakamlar bize ne anlatıyor? Şöyle söyleyeyim: Türkiye, bildiğiniz gibi, deprem kuşağında yer alan bir ülke. Her gün onlarca -hatta yüzlerce- küçük sarsıntı yaşıyoruz. Ama işte, bazıları diğerlerinden daha fazla dikkat çekiyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Jeofizik mühendisleri, bugünkü aktivitenin aslında oldukça "normal" olduğunu söylüyorlar. Yerkabuğunun kendini ifade etme şekli bu sonuçta. Fakat şunu da eklemeden edemiyorlar: "Küçük depremler, büyük depremlerin habercisi mi?" sorusuna net bir yanıt vermek mümkün değil.
Bir uzmanın dediği gibi: "Depremlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Panik yapmadan, ama hazırlıklı olarak." Haklı değil mi? Sonuçta bu topraklarda yaşamanın bir gerçeği bu.
Bugünkü verilere baktığımızda, en yoğun aktivitenin Marmara ve Ege bölgelerinde olduğunu görüyoruz. Özellikle Marmara Denizi'ndeki hareketlilik -dürüst olmak gerekirse- uzmanların dikkatini çekmiş durumda.
Vatandaşların Tepkileri
Sosyal medyada depremle ilgili paylaşımlar hızla yayıldı. Kimileri "Zarar yok" diye tweet atarken, kimileri de "Bu seferki farklı geldi" diye endişelerini dile getirdi. İnsan psikolojisi işte - aynı şeyi yaşayan herkes farklı tepkiler veriyor.
Özellikle 4.8'lik sarsıntıdan sonra birkaç dakika boyunca telefon hatları doldu taştı. Herkes sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. Aslında bu, bizim toplum olarak ne kadar birbirimize düşkün olduğumuzu da gösteriyor bence.
Deprem çantalarını kontrol edenler, acil durum planlarını gözden geçirenler... Belki de bu küçük sarsıntılar bize hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha hatırlattı.
Sonuç olarak, bugün yaşanan depremler rutin sismik aktivitenin bir parçası olarak değerlendiriliyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin sistemleri her an çalışır durumda ve olası büyük bir sarsıntıda erken uyarı sistemleri devreye girecek.
Unutmayalım ki, deprem değil, hazırlıksız olmak asıl sorun. Bugünkü küçük sarsıntılar belki de bize bu gerçeği bir kez daha hatırlattı.