
Hayatın acımasız bir tezahürüydü bu. Tam da en mutlu anını yaşarken, dünyanın bütün acısını birden yüklendi genç kadının omuzları. Muğla'nın Marmaris ilçesinde, adeta bir kabusa dönüşen bir trafik kazası... Emira, sadece 3 gün önce kucağına aldığı bebeğinin sevinciyle dolup taşarken, bir alkollü sürücünün insafına kalmıştı.
O gece, saatler 23.00'ü gösterdiğinde, Fethiye-Marmaris karayolunda seyreden otomobilin sürücüsü -ne yazık ki- alkolün etkisiyle direksiyon başındaydı. Kontrolden çıkan araç, adeta bir ölüm makinesine dönüştü ve Emira'nın hayatını bir anda söndürdü.
Acılar İçinde Kalan Bir Aile
Olay yerine seken mermi gibi bir haber... Emira'nın ailesi, daha dün bebeğin sevincini yaşarken, bugün tarifsiz bir acının pençesinde. Anne yok, bebek öksüz, aile perişan. Kazadan sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri, Emira'ya yaptıkları müdahalelere rağmen genç kadının hayatını kurtaramadı.
Peki ya alkollü sürücü? O, kazadan yara almadan kurtuldu ama vicdanı ömür boyu onu rahat bırakacak mı? Gözaltına alındı, sorgulanıyor. Fakat bu, Emira'yı geri getirecek mi? Hiç sanmıyorum.
Trafik Terörü Bitmiyor
Şu alkollü araç kullanma meselesi -sözüm ona- 'bir kereden bir şey olmaz' diyenler için ibretlik bir örnek daha. Kaç can daha alınacak? Kaç aile daha dağılacak? Emira'nın bebeği, hayatı boyunca annesiz büyüyecek. Bunun vebali kimin omzunda?
Jandarma ekipleri olayla ilgili soruşturmayı derinleştiriyor. Deliller toplanıyor, ifadeler alınıyor. Ama ne fayda? Genç bir anne toprağa verilecek, bir bebek annesiz kalacak. Bu karanlık tablo, trafikteki sorumsuzluğun ne denli yıkıcı olabildiğinin acı bir kanıtı.
Emira'nın acı dolu hikayesi, aslında hepimize sesleniyor: Direksiyon başına geçmeden önce bir kez daha düşünün. Sadece kendi hayatınızı değil, başkalarının hayatlarını da riske attığınızı unutmayın. Çünkü bir anlık sorumsuzluk, geri dönüşü olmayan acılara yol açabiliyor.