Yerin dibinden gelen o tanıdık uğultu yine kendini hissettirdi bugün. 3 Kasım 2025 sabahından itibaren Türkiye'nin dört bir yanı sismik olarak oldukça hareketli bir gün geçiriyor. Öyle ki, AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre, onlarca deprem kaydedildi - bazıları hissedilir, bazılarıysa sadece hassas cihazların tespit edebileceği türden.
Aslında bu sarsıntıların çoğu, şansımıza, küçük büyüklüklerdeydi. Ama şunu unutmayalım: küçük depremler büyüklerin habercisi olabilir mi? Uzmanlar bu konuda hala ikiye bölünmüş durumda.
En Dikkat Çeken Sarsıntılar
Günün en kayda değer depremi, hiç şüphesiz, Ege Denizi'nde meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki sarsıntı oldu. Saatler 10:23'ü gösteriyordu ve 7.1 kilometre derinlikte kaydedilen bu deprem, özellikle kıyı kesimlerinde hafifçe hissedildi.
Bir diğer dikkat çeken depremse Manisa'nın Kula ilçesinde kaydedildi. 3.8 büyüklüğündeki bu sarsıntı, yerel halk tarafından açıkça hissedilmiş. "Biraz sallandık ama korkulacak bir şey yoktu" diyen Kula sakinleri, alışkın oldukları bu sismik hareketliliği neredeyse normal karşılıyorlar.
Diğer Kayda Değer Sarsıntılar
- Muğla'nın Marmaris ilçesinde 3.5 büyüklüğünde bir deprem
- İzmir'in Dikili açıklarında 3.2 büyüklüğünde deniz depremi
- Balıkesir'in Edremit ilçesinde 2.9 büyüklüğünde sarsıntı
- Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde 2.7 büyüklüğünde deprem
Bu küçük sarsıntıların çoğu -dürüst olmak gerekirse- pek hissedilmedi. Ama işte o eski söz: "Küçük depremler büyük depremlerin stresini azaltır" gerçeği ne kadar doğru? Kimse tam olarak emin değil.
Uzmanlar Ne Diyor?
Jeoloji mühendisleri ve sismologlar, bu tür küçük sarsıntıların Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde bulunan bir ülke için oldukça normal olduğunu belirtiyorlar. Ancak şu uyarıyı da yapmadan geçemiyorlar: "Küçük depremler bizi rehavete sürüklemesin."
Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu'daki aktif fay sistemleri sürekli hareket halinde. Bu hareketlilik bazen böyle küçük sarsıntılarla, bazen de -maalesef- büyük depremlerle kendini gösteriyor.
Bugünkü deprem aktivitesi genel olarak normal sınırlar içinde kabul ediliyor. Fakat şunu asla unutmayalım: Deprem değil, hazırlıksız olmak can alıyor.
Sonuç olarak, 3 Kasım 2025'te yaşadığımız bu sismik hareketlilik bize şunu bir kez daha hatırlattı: Türkiye deprem ülkesi ve bu gerçeği asla görmezden gelemeyiz. Hazırlıklı olmak, bina güvenliği ve deprem anında yapılacaklar konusunda bilgili olmak -her zaman söylediğim gibi- hayat kurtarıyor.