Hatay'da tam tamına otuz beş canın yitip gittiği o korkunç yangının üzerinden aylar geçti ama acılar hâlâ taze. Davada yeni bir sayfa açılıyor adeta - dördünncü bilirkişi incelemesi kapıda.
Mahkeme salonunda adeta zaman donmuş gibi. Her duruşmada kaybedilenlerin boşluğu hissediliyor sanki. Savcılık, yangının çıkış nedenlerini ve ihmalleri bir kez daha masaya yatırmak için yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirilmesini istedi. Hakim de bu talebi yerinde buldu doğrusu.
Davanın Seyri Değişiyor mu?
Biliyorsunuz, bu yangın davası bir türlü sonuçlanamıyor. Her seferinde yeni bilirkişi raporları, yeni tanık ifadeleri... Sanki bir labirentin içinde dönüp duruyoruz. Peki neden dördüncü kez bilirkişi? Çünkü önceki raporların bazı noktaları netleştiremediği düşünülüyor.
Davaya bakan mahkeme, yangının elektrik kontağından mı yoksa başka bir nedenden mi çıktığını kesin olarak belirleyebilmek için bu yola başvurdu. Ayrıca binanın yangın güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığı da yeniden incelenecek.
Aileler Bekleyişte
Yangında yakınlarını kaybeden aileler ise adalet arayışında. Her duruşmada mahkeme koridorlarını dolduruyor, gözleri umutla... "Artık bu iş bitsin" diyen yorgun bakışlar, sabırsız bekleyişler. Kimi zaman öfke, kimi zaman umutsuzluk - duygular bir yelpaze gibi açılıyor salonda.
Son bilirkişi raporunun ne zaman hazır olacağı ise merak konusu. Mahkeme, bilirkişi heyetine yeterli süre verdi ama ailelerin sabrı giderek tükeniyor doğrusu.
Bu yangın sadece binaları değil, güven duygumuzu da yakıp geçti adeta. Her yeni bilirkişi incelemesi, biraz daha fazla soru getiriyor akıllara. Acaba bu sefer kesin bir sonuç alınabilecek mi? Yoksa daha kaç bilirkişi raporu bekleyeceğiz?
Hatay'da yaşanan bu trajedi, aslında hepimizin ders alması gereken bir olay. Yangın güvenliği denildiğinde belki de çok daha ciddi olmalıyız. Ne dersiniz?
