Kaliforniya semalarında rutin gibi görünen bir eğitim uçuşu, aniden trajediye dönüştü. Amerika Birleşik Devletleri Ordusu'na ait bir helikopter, dün akşamüstü saatlerinde yaptığı idari bir sefer sırasında düştü. Ve ne yazık ki, içindeki dört kahraman askerimiz için artık bir daha eve dönüş yok.
Olay, San Diego'nun doğusunda, çorak arazileriyle bilinen bir bölgede meydana geldi. Helikopter, yerel saatle 18.00 sularında radardan kayboldu. İhbar üzerine başlatılan arama kurtarma çalışmaları, en kötü haberi getirdi: Helikopter enkazı bulundu ve içindeki herkesin hayatını kaybettiği anlaşıldı.
Askeri yetkililer, yüzleri solgun, açıklama yapmak için mikrofonların karşısına geçti. "Bugün ordumuz için çok karanlık bir gün" diye söze başladı bir general. Sesindeki titreme, yaşanan acının büyüklüğünü anlatmaya yetiyordu aslında. Kazaya karışan helikopterin bir Black Hawk olduğu ve mürettebatın tecrübeli isimlerden oluştuğu belirtildi. Peki, nasıl oldu da bu kadar tecrübeli bir ekip böyle bir trajediyle karşılaştı? İşte bu sorunun cevabı, henüz karanlıkta.
Şüpheler ve Araştırma
Kaza anında bölgedeki hava koşullarının iyi olduğu söyleniyor. Bu da akıllara mekanik bir arıza ihtimalini getiriyor. Tabii, kesin konuşmak için erken. Uçuş veri kayıt cihazları ve kokpit ses kayıt cihazları (kara kutu) enkaz içinden çıkarıldı bile. Şimdi sıra, bu cihazların incelemesinde. Uzman ekipler, parçaları tek tek inceleyerek puzzle'ın eksik parçalarını bir araya getirmeye çalışacak.
Hayatını kaybeden askerlerin kimlikleri, ailelerine haber verilene kadar açıklanmayacak. Belki de bu sürecin en acı tarafı: Sevdiklerinizi bir daha göremeyecek olmanın verdiği o tarifsiz acı. Amerika'nın dört bir yanında, bir asker ailesi, kapısını çalacak o resmi ziyareti bekliyor şu an. Ve içlerinden dördü için bu ziyaret, hayatlarının en kötü haberi olacak.
Bu olay, askeri eğitim uçuşlarının ne denli riskli olabildiğini bir kez dır hatırlattı. Göklerde süzülürken aslında ne kadar savunmasız olduğumuzu... Ordular, en gelişmiş teknolojilere sahip olsa da, bazen kaderin önüne geçmek mümkün olmuyor. Geriye ise, bir ulusun yası ve cevaplanmayı bekleyen onlarca soru kalıyor.
