Gökyüzü yıldızlarla bezenmişti, her şey sakin görünüyordu ta ki Akdeniz'in derinliklerinden gelen o tanıdık ürpertiye kadar. Evet, yine o bildik misafir uğradı bölgemize - bu sefer 4.3 büyüklüğünde.
AFAD'ın verilerine göre, tam da akşamın o en huzurlu saatinde, saatler 21.29'u gösterirken denizin derinliklerinden gelen bir sarsıntı hissettik. Merkez üssü Doğu Akdeniz olarak belirlenen bu deprem, yaklaşık 7.5 kilometre derinlikte meydana geldi.
Rakamlarla Deprem
Şimdi gelin biraz daha yakından bakalım bu sarsıntıya. 4.3 - bu rakam ne ifade ediyor gerçekten? Orta şiddette bir deprem diyebiliriz aslında. Öyle aman aman bir hasar beklenmiyor tabii ama yine de insanın içini bir tuhaf ediyor, değil mi?
Derinlik 7.5 km... Denizin dibindeki o devinim yüzeyde ne kadar hissedilir ki diye düşünüyorsunuz belki. Aslında bu derinlik, sarsıntının oldukça iyi hissedilebileceği bir mesafe. Nitekim öyle de oldu.
Bölge Sakinleri Ne Diyor?
Sosyal medyaya düşen ilk tepkiler oldukça ilginçti. Kimisi "Masada oturuyorduk, bardaklar şıkırdadı" diye yazmış, kimisi de "Hafif bir sallantı hissettik, geçti" diye paylaşım yapmış. İnsanların tepkileri genelde sakin - alıştık artık bu sallantılara maalesef.
Ama şunu unutmayalım: Her deprem, bize hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatan bir uyarı aslında. Küçük de olsa, büyük de olsa... Deprem depremdir vesselam.
Uzmanlar Ne Diyor?
Jeoloji mühendisleri, Akdeniz'in bu bölgesindeki deprem aktivitesinin aslında oldukça normal olduğunu söylüyorlar. Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalması sonucu oluşan bu tür depremler, bölgenin jeolojik yapısının doğal bir sonucu.
Yine de - ve bunu özellikle vurgulamak istiyorum - hiçbir depremi "küçük" diye hafife almamak gerekiyor. Çünkü her sarsıntı, bize yerin altındaki o muazzam gücü hatırlatıyor.
Şu an için sevindirici haber: Herhangi bir hasar veya can kaybı bildirilmedi. AFAD yetkilileri bölgeyi yakından takip ediyor ve olası artçı sarsıntılar için hazır bekliyorlar.
Sonuç olarak? Hayat normal akışında devam ediyor Akdeniz'de. Ama o derinlerdeki fısıltıyı da hiçbirimiz tam olarak unutamıyoruz. Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız - bu toprakların gerçeği bu çünkü.