Hava kararmak üzereyken Çanakkale Boğazı'nda esen rüzgar, adeta felaketin habercisi gibiydi. İşte o akşamüstü, Gökçeada'nın Kuzulimanı'ndan yola çıkan bir tekne, amansız dalgalarla boğuşmak zorunda kaldı. Ve ne yazık ki bu mücadeleyi kaybetti.
Olay, saatler 18.00'i gösterdiğinde gerçekleşti. Teknenin battığı ihbarı üzerine -inanın- tüm bölge alarm durumuna geçti. Sahil Güvenlik ekipleri, adeta geceyi yırtarcasına olay yerine intikal etti. Ama işte, deniz o kadar hoyrattı ki...
Üç Can, Sonsuzluğa Uğurlandı
Yapılan ilk müdahalelerde teknede bulunan 6 kişiden 2'si mucizevi şekilde kurtarıldı. Fakat -ne yazık ki- üç kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Hayatını kaybedenlerin kimlikleri açıklandı: Onlar artık aramızda olmayan üç can...
Bir kişi ise hâlâ kayıp. Sahil Güvenlik'in destan yazan ekipleri, adeta gözlerini kırpmadan arama çalışmalarını sürdürüyor. Denizde, karada, havada -tüm imkanlar seferber edilmiş durumda.
Fırtına mı, Talihsizlik mi?
O gece Çanakkale Boğazı'nda esen rüzgarın hızı 25 knot'u bulmuştu. Denizciler bilir - bu şartlar, küçük tekneler için hiç de iç açıcı değildir. Peki, tekne neden böyle bir havada denize açılmıştı? Bu sorunun cevabını şimdilik kimse veremiyor.
Bölge sakinleri ise -haklı olarak- oldukça tedirgin. "Bu deniz oyun oynamaz" diyorlar, gözleri dolu dolu. Çanakkale Boğazı'nın suları, bir kez daha acı bir ders verdi hepimize.
Arama kurtarma çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, kayıp vatandaşımıza ulaşmak için her dakika çok değerli. Umutla bekleyiş sürüyor - çünkü deniz, bazen en umutsuz anlarda bile mucizelere gebe olabiliyor.