
Ankara, bugün sabah saatlerinde beklenmedik bir misafirle sarsıldı - yerin dibinden gelen o tanıdık ama her seferinde ürperten uğultu. Aslında sıradan bir gün başlıyordu derken, birdenbire her şey yerinden oynadı.
AFAD'ın açıklamalarına göre, depremin büyüklüğü 4.4 olarak kayıtlara geçti. Kandilli Rasathanesi ise biraz daha farklı bir rakam verdi: 4.3. İki kurum arasındaki bu ufak farklar her zaman merak konusu oluyor, değil mi?
Yerin 7 Kilometre Altından Gelen Sarsıntı
Depremin merkez üssü Ankara'nın Kahramankazan ilçesi olarak belirlendi. Derinliği ise tam 7.0 km. Oldukça sığ sayılabilecek bu derinlik, sarsıntının yüzeyde daha fazla hissedilmesine neden oldu.
Sabahın erken saatleri... İnsanlar ya işe hazırlanıyordu ya da belki kahvaltının keyfini çıkarıyordu. Sonra o an: önce hafif bir sallantı, ardından giderek artan bir titreşim. "Acaba deprem mi?" sorusu zihinlerde belirdiğinde, aslında cevap çoktan gelmişti bile.
Ankaralıların Tepkisi: Soğukkanlılık ve Tedbir
Ankaralılar bu tür sarsıntılara ne yazık ki aşina. Her seferinde o ilk anki şaşkınlık, yerini yerleşik reflekslere bırakıyor. Kapı pervazları, masa altları... Bilinçaltına kazınmış o hareketler devreye giriveriyor.
AFAD yetkilileri yaptıkları açıklamada, can ve mal kaybı olmadığını belirtti. Ancak şunu unutmamak gerek: küçük de olsa her deprem, bize hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatan bir uyarı aslında.
Kandilli Rasathanesi'nin verileri de AFAD'ınkilerle benzerlik gösteriyor. Ufak tefek farklar olsa da, her iki kurumun da depremin yerel ve yıkıcı olmadığı konusunda hemfikir olması içimizi bir nebze olsun rahatlatıyor.
Deprem sonrası vatandaşların AFAD'ı arayarak bilgi almaya çalıştıkları bildirildi. Bu aslında oldukça sevindirici bir durum - demek ki insanlarımız artık daha bilinçli ve tedbiri elden bırakmıyor.
Uzmanlar, böyle orta büyüklükteki depremlerin sık sık yaşanabileceğini ancak paniğe kapılmamak gerektiğini vurguluyor. Önemli olanın hazırlıklı olmak ve bina güvenliğini kontrol ettirmek olduğunu bir kez daha hatırlatıyorlar.
Ankara'da yaşayanlar için bu sarsıntı, belki de rutin bir günün küçük bir molasıydı. Ama şunu asla unutmayalım: deprem değil, hazırlıksız olmak yıkıyor. Her sarsıntı, bize bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyor.