Güney Marmara'nın incisi Balıkesir, dün akşam saatlerinde aniden uyandı. Yerin derinliklerinden gelen o tanıdık -ama hiç sevilmeyen- uğultu, hayatı bir anlığına dondurmayı başardı. Saatler 19.55'i gösterdiğinde, 4.1 büyüklüğündeki deprem, özellikle Altıeylül ve Karesi ilçelerinde ciddi şekilde hissedildi.
Aslında olay tek depremle sınırlı kalmadı. Ana şokun ardından gelen artçılar, bölge halkının yüreğine bir kez daha ateş düşürdü. 2.7 ve 2.4 büyüklüklerindeki bu sarsıntılar, "Acaba daha büyüğü gelecek mi?" endişesini de beraberinde getirdi.
Hasar ve Panik: Gerçekler Ne Diyor?
AFAD'ın açıklamalarına göre, can kaybı yaşanmadı. Bu en büyük sevindiğimiz haber oldu. Ancak maddi hasar konusunda durum o kadar net değil. Bazı binalarda ufak tefek çatlaklar oluştuğu söyleniyor ama -neyse ki- yıkılan bina rapor edilmedi.
Şimdi asıl mesele şu: Depremin merkez üssü İzmir Körfezi olarak belirlendi. 7.03 kilometre derinlikte gerçekleşen bu sarsıntı, bölgenin deprem riski haritasında yeniden düşünmemiz gerektiğini hatırlattı.
Bölge Halkı Ne Durumda?
Dışarı fırlayan insanlar, komşularını kontrol edenler, telefon hatlarının dolması... Tüm bu tanıdık manzara, deprem gerçeğimizin acı bir yansımasıydı. İnsanların gözlerindeki o tedirgin ifade, aslında hepimizin ortak korkusunu ele veriyordu.
Yetkililer hızlı davrandı. AFAD ekipleri bölgede incelemelerini sürdürüyor. Vatandaşların paniğe kapılmaması gerektiği söyleniyor ama -biliyorsunuz- deprem söz konusu olduğunda bu hiç kolay olmuyor.
Bu arada, depremin hemen ardından sosyal medyada çıkan asılsız haberlere de kanmayın derim. Resmi açıklamaları takip etmek en doğrusu olacaktır.
Peki Ya Sonrası?
Uzmanlar, bölgenin deprem riski altında olduğunu uzun süredir söylüyordu. Bu son deprem, aslında bize hazırlıklı olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Evlerimizin deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığını kontrol ettik mi? Acil durum çantalarımız hazır mı? Komşularımızla acil durum planımız var mı?
Bu sorular, her deprem sonrası aklımıza geliyor ama sonra unutup gidiyoruz. Belki de bu sefer farklı davranmalıyız. Çünkü deprem değil, hazırlıksız olmak asıl felaket.
Balıkesir'deki bu son deprem, bize sadece yerin sallandığını değil, aynı zamanda hafızalarımızın da sarsıldığını gösterdi. Umuyoruz ki daha büyük sarsıntılar yaşanmaz ve bu uyarı niteliğindeki deprem, gereken önlemleri almamız için yeterli olur.
