O an her şey o kadar hızlı oldu ki, göz açıp kapayıncaya kadar bitiverdi adeta. Batman'ın o sıradan bir öğleden sonrasında, sanki zaman donmuştu bir anlığına.
Minicik bir çocuk... Belki daha dün gibiydi yürümeyi öğrenişi, şimdi ise bilinçsizce fırlıyordu yolun ortasına. İnsanın yüreği ağzına geliyor böyle anlarda, itiraf edelim.
Saniyeler İçinde Gelişen Olay
Otobüs şoförü -adını bilmiyoruz henüz- tam o sırada normal seyrinde ilerliyordu. Belki aklında akşam yemeği vardı, belki çocuklarını okuldan alacaktı. Kim bilebilir? Ama işte o anda, o minik bedenin yola fırlayışını gördü.
Ve işte mucize: Hiç düşünmeden. Hiç tereddüt etmeden. Tüm hayatının birikimi, tüm tecrübesi devreye girdi sanki. Direksiyonu öyle bir kırdı, frene öyle bir yüklendi ki... Otobüs adeta dans edercesine yana kaydı.
Gözlerine İnanamayan Yayalar
Orada olanlar, o anı görenler donup kaldı. Kimi elindeki poşetleri düşürdü, kimi dua etmeye başladı. Öyle ya, her gün onlarca kez şahit olduğumuz sıradan bir sokak aniden bir gerilim filmi sahnesine dönüşüvermişti.
Çocuk... O minik, savunmasız çocuk ise olan biteni anlamadan, belki de oyun oynadığını sanarak bakakaldı otobüse. Arada belki sadece bir metre vardı. Belki daha az.
Şoförün Soğukkanlılığı Herkesi Şaşırttı
En çarpıcı olan ise şoförün soğukkanlılığıydı. Panik yok, bağırış çağırış yok. Sadece derin bir nefes ve "Allah'ım" mırıldanışı. Sonra çocuğa doğru yönelip, onu güvenli bir yere aldı.
Ortalık bir anda birbirine girdi tabii. Koşuşmalar, "Aman Allah'ım"lar, şaşkınlık ifadeleri... Ama asıl konuşulan, o çelik gibi reflekslerdi.
Hayatın İnce Çizgisi
Düşünsenize, bir saniye geç kalsaydı. Bir anlık dalgınlık, bir anlık gecikme... Hayat dediğimiz şey ne kadar ince bir çizgide ilerliyor aslında. Bugün Batman'da bir aile evine sağ salim dönecek belki de haberleri bile olmadan, bir kahramanın sayesinde.
O şoför -kim olursa olsun- bugün sadece mesleğini yapmadı. İnsanlığını gösterdi. O minik yüreğin, o masum hayatın değerini bildi.
Ve biz, bu satırları yazarken bile içimiz titriyor. Çünkü biliyoruz ki, yarın başka bir şehirde, başka bir sokakta benzer bir sahne yaşanabilir. Umarım o anlarda da böyle çelik gibi sinirlere, böyle altın gibi yüreklere rastlarız.