Manisa'da yaşanan ve yürekleri burkan o trafik kazasının üzerinden tam bir yıl geçti. Hatırlarsınız, 9 yaşındaki Berat Efe Gelding, adeta bir insan tuzağına dönüşen o daracık sokakta iki aracın arasında sıkışıp kalmıştı. Hayatının baharında, daha oyun oynamaya doyamamış bir çocuğun trajik sonuydu bu.
Olayın detayları hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor. Berat Efe, evlerinin önünde diğer çocuklarla oynuyordu - tıpkı her gün yaptığı gibi. Fakat o gün, talihsiz bir anlık dikkatsizlik veya belki de kaderin acımasız bir oyunu, her şeyi değiştirdi. İki araç arasında sıkışıp kaldığında, çevredekilerin çığlıkları havayı yardı.
Mahkeme Süreci ve Beklenen Karar
Davayı takip edenler bilir - yargılama süreci oldukça duygusal geçti. Aile, her duruşmada adalet için oradaydı, küçük oğullarının fotoğrafını sıkı sıkı tutarak. Savcı, sanık sürücü için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etmişti. Peki ya sonuç? Mahkeme, taksirle ölüme neden olmaktan sanığa 18 yıl hapis cezası verdi.
Bu karar, aslında trafikteki ihmallerin bedelinin ne kadar ağır olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Dikkatsiz bir an, saniyelik bir dalgınlık - ve geri dönüşü olmayan bir trajedi. Sanık duruşmalar boyunca pişmanlığını ifade etse de, ailenin acısını dindirmeye yetmiyor bu sözler.
Ailenin Yürek Burkan Açıklaması
Karar sonrası mahkeme önünde konuşan baba, sesi titreyerek, "Bizim çocuğumuzun hayatı 18 yıla sığmaz" dedi. Gözlerindeki o derin acıyı tarif etmek kelimelerle mümkün değil. Anne ise adeta donup kalmıştı - her anne gibi o da çocuğunun geleceğini hayal etmişti, mezar taşını değil.
Mahalle sakinleri de olayın tanıkları olarak ifade verdiler duruşmalarda. O günü anlatırken hâlâ sesleri titriyor. "Bir daha asla unutamayacağım o anlar" diyor komşulardan biri. "Çocukların çığlıkları, annenin feryadı... İnsan bunları nasıl unutur?"
Trafik Kazaları ve Toplumsal Duyarlılık
Bu olay aslında hepimize bir kez daha düşünme fırsatı verdi. Trafikte sadece kendi canımızı değil, başkalarının hayatlarını da riske attığımızı hatırlattı. Özellikle çocukların oyun oynadığı sokaklarda, okul önlerinde, araç kullanırken çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.
Uzmanlar ne diyor peki? Trafik psikologları, bu tür kazaların çoğunun önlenebilir olduğunu söylüyor. Sürücülerin dar sokaklarda hız sınırlarına uyması, çocukların olabileceği bölgelerde ekstra dikkatli olması gerekiyor. Ama ne yazık ki bazen bu uyarılar yeterince ciddiye alınmıyor.
Berat Efe'nin hikayesi, aslında sayısız benzer trajediden sadece biri. Her yıl yüzlerce çocuk trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Belki de bu davadaki karar, trafikteki sorumluluklarımızı bir kez daha düşünmemiz için bir fırsat.
Küçük Berat Efe'nin ailesine başsağlığı diliyoruz - mekanı cennet olsun. Ve umuyoruz ki bu acı olay, hepimiz için bir uyanış çağrısı olur.