Dün akşam saatlerinde başlayan ve adeta gök yarılmışçasına devam eden sağanak, Bergama'yı tam anlamıyla ele geçirdi. Sanki biri gökyüzünden kovalarla su boşaltıyordu - öyle bir yağıştı bu. Meteoroloji'nin verilerine göre metrekareye tam 137 kilogram yağış düşmüş. Bu rakamı bir düşünün: neredeyse iki yetişkin insan ağırlığında suyun bir metrekareye düştüğünü hayal edin!
Bergama'nın tarihi dokusu bu afeti yaşarken, sokaklar bir anda nehre dönüştü. İnsanlar ne yapacaklarını şaşırdılar - arabalar suyun içinde adacıklar gibi kaldı, dükkanlar sular altında. Belediye ekipleri gece boyunca seferber oldu ama yağışın şiddeti karşısında çoğu zaman yetersiz kaldılar.
Hayat Durma Noktasına Geldi
O anları yaşayan bir esnaf, "30 yıldır buradayım, böyle bir şey görmedim" diyor. Haklıydı da. Bergama gibi tarihiyle ünlü bir ilçenin bu denli doğal afetle boğuşması gerçekten içler acısı. Ana caddelerde su seviyesi yer yer 1 metreyi aştı - neredeyse bel hizasına geliyordu.
İşin ilginç yanı, bu sel felaketi sadece fiziksel zarar vermedi. İnsanların moralini de altüst etti. Bir kadın, "Evimize su girdi, eşyalarımız telef oldu ama canımız sağ olsun" derken sesi titriyordu. İnsanın içi burkuluyor doğrusu.
Kurtarma Çalışmaları Sürüyor
Belediye ekipmanlarıyla cadde ve sokaklardaki suyu boşaltmaya çalışırken, itfaiye ekipleri de mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için seferber oldu. Öyle ki bazı noktalarda botlarla ulaşım sağlanmak zorunda kalındı - Bergama'da değil de Venedik'teymişiz gibi hissettiren anlardı bunlar.
Uzmanlar bu tür ani ve şiddetli yağışların iklim değişikliğinin bir sonucu olabileceğini söylüyorlar. Haklılar da - son yıllarda bu 'anormal' durumlar maalesef normalleşmeye başladı. Bergama'daki bu sel felaketi aslında hepimize bir uyarı: doğa, tahmin ettiğimizden daha güçlü.
Şu an için iyi haber: yağışların şiddeti azalmış durumda. Fakat Bergama'nın toparlanması zaman alacak gibi görünüyor. İnsanlar evlerini, işyerlerini temizlemeye, hayatlarını yeniden kurmaya çalışıyor. Zor günler - ama Bergama halkının dirençli olduğunu biliyoruz.