Hani bazı haberler vardır, insanın yüreğine oturur ya... İşte o haberlerden biri daha gündemde. Genç triatlon sporcusu Berkan Kobal'ın trajik ölümü, spor camiasını yasa boğmuştu. Şimdi ise bu korkunç kazanın hukuki boyutu herkesi şaşkına çevirdi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili beklenmedik bir karara imza attı. Kazaya karışan sürücü hakkında -dikkat- 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan dava açılmasına hükmetti. Bu karar, hukuk çevrelerinde adeta bomba etkisi yarattı.
Peki Nedir Bu "Bilinçli Taksir" Meselesi?
Hukuk dilinde bilinçli taksir, kişinin olası kötü sonucu öngörebilmesine rağmen "olsun ya, ne olacak" deyip riski göze alması demek. Yani sürücünün yaptığı hareketin ne gibi felaketlere yol açabileceğini tahmin edebilecek durumda olması... Ama yine de o riski alması.
Savcılık iddianamesinde çarpıcı ifadeler yer alıyor. Sürücünün, dikkat ve özen yükümlülüğünü hiçe saydığı vurgulanıyor. Trafik kurallarını ihlal ederek -adeta- kaderi zorladığı belirtiliyor. Ve maalesef bu ihmal, genç bir sporcunun hayatına mal oluyor.
Adli Süreç Nasıl İşliyor?
Şu an dosya İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmiş durumda. Hakim, iddianameyi inceleyip kovuşturmaya yer olup olmadığına karar verecek. Eğer "evet" derse, sürücü ağır cezalarla yüzleşecek.
Olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen acı tazeliğini koruyor. Berkan Kobal, sadece bir sporcu değildi çünkü. Umut dolu bir gençti, hayalleri vardı, geleceği parlaktı. Ailesi, arkadaşları ve sevenleri için bu kayıp, asla telafi edilemeyecek türden.
Bu dava, sadece bir trafik kazasından ibaret değil artık. Türkiye'de spor camiasının kaybının yanı sıra, trafikteki ihmallerin ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğinin de acı bir göstergesi haline geldi.
Peki ya sonra? Mahkeme süreci yakından takip edilecek elbette. Spor dünyası adalet arayışını sürdürürken, bir yandan da trafikte daha fazla dikkat ve özen çağrıları yükseliyor. Çünkü her kaza, aslında önlenebilir bir trajedinin habercisi değil mi?
