Hani derler ya, 'ekmeğin peşinde koşarken canından olmak' diye... İşte tam da öyle oldu. Edirne'nin İpsala ilçesinde, ayçiçeği tarlasında çalışırken hayatının baharında bir genç, o hunhar makinenin altında can verdi.
O anları düşünsenize – güneş tepedeyken, ter damlaları sırtından aşağı süzülürken... Belki de ıslık çalıyordu, kim bilir? Sonra her şey bir anda oldu. Biçerdöver, o devasa demir yığını, kontrolünden çıkıverdi. Ve genç adamın üzerine kapaklandı adeta.
İmdat Çığlıkları Boşa Çıktı
Yakınları, o korkunç gürültüyü duyduklarında içlerinden bir şeylerin kötü gittiğini anlamışlardı. Koştular, bağırdılar, yardım istediler. Ama nafile. Makinenin altında kalan gencin hayatını kaybettiği anlaşıldı. Ah, o anki çaresizliği düşünsenize!
Jandarma ekipleri olay yerine hızla intikal etti. Çevrede güvenlik şeridi oluşturuldu. İnceleme başlatıldı. Ama artık çok geçti. O genç hayat, o tarlada son bulmuştu bir kere.
Tarım Sektöründe İş Güvenliği: Hepimizin Sorumluluğu
Bu olay – ne yazık ki – tarım sektöründeki iş kazalarının ne denli sık yaşandığını bir kez daha hatırlattı hepimize. Şu acımasız istatistikler geliyor aklıma: her yıl onlarca çiftçi, benzer kazalarda hayatını kaybediyor. Peki, yeterli önlemler alınıyor mu? Bence hayır.
- Makine bakımları düzenli yapılıyor mu?
- Operatör eğitimleri yeterli mi?
- Aciliyet planları hazır mı?
Bunlar, cevaplanması gereken can alıcı sorular. Yoksa daha çok can gidecek bu tarlalarda.
Cenaze için hazırlıklar başladı. Genç adamın naaşı, memleketi olan Tekirdağ'ın Malkara ilçesine götürülecek. Orada toprağa verilecek. Arkasında yaslı bir aile, bitmek bilmeyecek bir acı bırakarak...
Bu trajedi, hepimize düşünmemiz gereken bir şeyler bıraktı aslında. İş güvenliği sadece kağıt üzerinde kalmamalı. Canlarımız, o makinelerden daha değerli sonuçta. Değil mi?
