İstanbul'da Yürekleri Ağza Getiren Görüntü! Bina Çökmeden 24 Saat Önce Kaldırımda Çökme ve Kolonlarda Derin Çatlaklar Görüldü
Bina çökmeden 24 saat önce korkutan görüntü!

Gözlerimi kapatıyorum ve o anı tekrar yaşıyorum. İstanbul'un o her zamanki koşturmacası içinde, kimse farkında değildi belki de yaklaşan felaketin. Ama işte o görüntüler, her şeyi anlatıyor aslında.

Bina çöktü. Evet, maalesef bir kez daha. Ama asıl çarpıcı olan, olaydan tam 24 saat önce çekilen o videolar. Görüntülerde açıkça belli oluyor ki, bina adeta 'ben dayanamıyorum' diye haykırıyordu. Kaldırımda belirgin bir çökme, binanın taşıyıcı kolonlarında ise derin çatlaklar... Kimse mi görmedi bunları?

Son 24 Saatin Kritik İpuçları

O son gün, aslında her şey gözler önündeydi. Şöyle bir düşünün: Kaldırımda oluşan çökme sadece bir tesadüf müydü? Bence hiç değil. Binanın temelinde ciddi problemler olduğunun en net göstergesiydi bu. İnsan ister istemez soruyor kendine: Bu kadar belirgin işaretler varken neden önlem alınmadı?

Kolonlardaki çatlaklara gelince... Onlar zaten binanın adeta son nefesiydi. Uzmanların dediğine göre, bu tür çatlaklar yapının artık limit dayanımını aştığının en önemli göstergesi. Yani bina, 'ben buradayım, bakın buradayım' diye bağırıyordu resmen.

Komşular Anlatıyor: 'Zaten Biliyorduk'

Mahalle sakinlerinin ifadeleri ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bir komşu, 'Zaten biliyorduk olacağını' diyor ve ekliyor: 'Ama kimse dinlemiyor ki bizi. Kaç kez şikayet ettik, kapıları çaldık.'

Diğer bir sakin ise daha dramatik bir detay paylaşıyor: 'Dün akşam bile garip sesler geliyordu binadan. Gıcırtılar, çıtırtılar... Sanki bina içten içe eriyordu.'

Uzmanlar Ne Diyor?

İnşaat mühendisleri o görüntüleri inceledikten sonra neredeyse ağız birliği etmişçesine aynı şeyi söylüyor: 'Bu kadar net işaretler varken binanın boşaltılması gerekirdi.' Bir mühendis şu çarpıcı yorumu yapıyor: 'Yapı statiği açısından bakarsak, kaldırımdaki çökme temel kaymasının, kolonlardaki çatlaklar ise betonarmenin artık görevini yapamadığının en açık göstergesi.'

Peki neden önlem alınmadı? İşte o kısmı ben de anlamış değilim doğrusu. Belki de 'bize bir şey olmaz' mantığı, belki de görmezden gelme... Hangisi daha kötü, karar veremiyorum.

Aslında Her Şey Çok Açıktı

Şimdi geriye dönüp baktığımızda, aslında her şeyin ne kadar açık olduğunu görüyoruz. O kaldırımdaki çökme, o kolonlardaki çatlaklar... Hepsi birer uyarı işaretiydi. Ama maalesef ki bu uyarıları ciddiye alan olmadı.

Bu olay bize şunu bir kez daha hatırlattı: Binalarımız konuşamaz belki, ama işaretlerle bize her şeyi anlatırlar. Yeter ki biz dinlemeyi bilelim.

Sonuç olarak, İstanbul'da yaşanan bu acı olay aslında sıradan bir bina çökmesi değil, bir ihmalin trajik sonucu. Ve en acı tarafı, önlenebilir olmasıydı. Sadece 24 saat... Belki de hayat kurtaracak o 24 saati iyi değerlendiremedik.