Doğanın öfkesi bir kez daha yıkıcı yüzünü gösterdi. Bualoi Tayfunu, Güneydoğu Asya'nın incisi sayılan bölgelere adeta kıyamet günü yaşattı. İnsanlar bir sabah uyandıklarında hayatlarının altüst olduğunu gördüler - evler, anılar, umutlar sulara gömülmüştü.
Japonya'da durum gerçekten vahim. Yetkililerin açıklamaları yürek burkuyor: 25 can kaybı ve hala ulaşılamayan onlarca kişi. Özellikle Chiba bölgesi tayfunun gazabından en çok nasibini alan yer oldu. İnanılmaz görüntüler vardı - arabalar yüzen cisimlere dönmüş, evlerin çatıları uçup gitmişti.
Filipinler'de Acı Tablo
Filipinler'de ise sayılar daha da ürkütücü. 18 kişi hayatını kaybetti, yüzlercesi ise evsiz kaldı. Manila'nın bazı bölgelerinde su seviyesi o kadar yükselmiş ki, insanlar ikinci katlara sığınmak zorunda kalmış. Yardım ekipleri zor koşullarda çalışıyor, ulaşımın neredeyse imkansız olduğu bölgelere botlarla gitmeye çalışıyorlar.
Çin'deki durum ise... Pekala, orada da işler hiç iyi değil. 10 can kaybı ve maddi hasarın boyutları henüz tam olarak hesaplanamıyor. Guangdong eyaletinde tarım arazileri sular altında kalmış durumda - çiftçiler için tam bir yıkım.
Uluslararası Yardım Köprüsü
Dünya bu trajediye kayıtsız kalmadı elbette. BM ve Kızılhaç başta olmak üzere onlarca uluslararası kuruluş bölgeye yardım ulaştırmak için seferber oldu. Ancak şunu söylemeliyim - doğal afetler karşısında ne kadar hazırlıklı olduğumuzu bir kez daha sorgulamamız gerekiyor.
Hava tahminleri ve erken uyarı sistemleri işe yarıyor mu? Evet, ancak yeterli mi? Kesinlikle hayır. İklim değişikliği artık uzak bir tehdit değil - kapımızda ve her geçen gün daha güçlü vuruyor.
Bualoi'nin ardından bölgede hayat yavaş yavaş normale dönmeye çalışıyor. Ama bazı şeyler asla eskisi gibi olmayacak. Kayıpların acısı, yıkılan evlerin anıları... Bunlar kolay kolay silinmeyecek.
Umarım bu trajedi bize bir kez daha şunu hatırlatır: Doğaya saygı duymak ve afetlere hazırlıklı olmak zorundayız. Çünkü bir sonraki tayfun, bir sonraki deprem kapıda bekliyor olabilir.