Muş'un merkezine bağlı Kırköy mevkii... Hüzünlü bir sonbahar öğle sonrası, aslında sıradan bir hasat hikâyesine tanıklık etmek üzereydi. Ta ki o talihsiz ana kadar.
H.A., belki ailesine birkaç kilo ceviz götürmenin heyecanıyla, belki de sadece o eski ağacın dallarına tutunmanın verdiği o tanıdık hissi yeniden yaşamak için tırmandı yukarı. Kim bilebilirdi ki o an, son sefer olacağını?
İşte o an... Birdenbire. Dengeler altüst oldu. Bir çığlık, yaprakların hışırtısına karıştı ve ardından çıplak toprağa vuran ağır bir ses. Her şey o kadar hızlı oldu ki, köyden göz açıp kapayıncaya kadar insanlar toplandı etrafta.
Gelen ilk ihbarla birlikte sağlık ekipleri ve jandarma olay yerine intikal etti. Ne yazık ki yapılan tüm müdahalelere rağmen H.A.'ya yeniden hayat vermek mümkün olmadı. O artık yoktu. Geriye ise bir anda yıkılan bir aile ve içinden çıkılmaz bir acı kaldı.
Jandarma ekipleri, incelemeleri derhal başlattı. Neler olmuştu? Bir dal kırılması mı, bir anlık dalgınlık mı, yoksa başka bir sebep mi vardı? Sorular havada uçuşurken, köy halkı ise derin bir şok içindeydi. Bu tür acı olaylar, maalesef kırsal kesimde hasat dönemlerinde sık sık yaşanıyor.
Bu feci kaza, aslında hepimize bir kez daha hatırlattı: Gündelik hayatın içinde belki de binlerce kez yaptığımız o sıradan görünen işler, bazen en beklenmedik trajedilere gebe olabiliyor. Dikkat... Evet, belki de her şey bir dikkatsizlik anına bakıyor.
H.A.'nın acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun.
