O gün, denizin o bildik mavisi hiç de masum değildi sanki. Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarındaki o yaz günü, bir anda kabusa dönüştü. İki teknenin çarpışmasıyla başlayan o korkunç an, üç canın sönmesiyle noktalandı.
Göz açıp kapayıncaya kadar yaşananlar, orada bulunanlar için hâlâ bir kabus gibi. İki tekne, kimin hatasıyla bilinmez, bir anda çarpıştı. O çarpmanın sesi, belki de ölümün habercisiydi.
Sudaki Çığlıklar ve Umutsuz Mücadele
Suya düşen insanların çığlıkları, o sakin denizin üzerinde yankılandı. Can pazarı diyorlar ya, işte tam olarak öyle bir andı. Herkes kendi canının derdine düşmüş, birbirine yardım etmek kimsenin aklına gelmemişti belki de.
Kıyıya ulaşmayı başaranlar vardı elbet. Ama üç kişi için artık çok geçti. Deniz, o gün acımasızdı. Sanki bir canavar gibi yutmuştu onları.
Kurtarılanların Anlattıkları Yürek Burkuyor
Olay yerine gelen sağlık ekipleri ve kurtarma görevlileri, olayın şokunu yaşayanlara yardım etmeye çalıştı. Kurtarılan bir kişinin anlattıkları tüyleri diken diken ediyor:
- "Bir anda her şey oldu. Ne olduğunu anlayamadık."
- "Suyun soğuğu iliklerimize işlemişti. Nefes almakta zorlanıyorduk."
- "Yardım çığlıkları duyuluyordu ama kimse kimseye yardım edemiyordu."
O anları yaşayanlar için, denizin o bildik mavisi artık başka bir renge bürünmüştü. Korkunun rengiydi bu.
Yetkililerden Açıklama: Araştırma Başlatıldı
Sahil Güvenlik ekipleri olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlattı. Teknelerin neden çarpıştığı, cankurtaran yeleklerinin kullanılıp kullanılmadığı gibi birçok soru işareti var.
Denizde yaşanan bu trajedi, aslında hepimizin ders alması gereken bir olay. Belki de denizin ne kadar acımasız olabileceğini unutmuştuk. Ama o gün, üç can pahasına bize tekrar hatırlattı.
Geride kalanlar için ise hayat hiç kolay değil. O korkunç anların anısı, belki de ömür boyu silinmeyecek. Denizin mavisi, onlar için artık hüznün rengi.