Kahramanın İkilemi: Depremde Onlarca Can Kurtardı Ama Kendi Ailesinden 5 Kişiyi Kaybetti
Deprem kahramanı: 17 can kurtardı, 5 aile ferdini kaybetti

Gözyaşlarıyla yoğrulmuş bir kahramanlık hikayesi bu. Adını vermek istemeyen bir vatandaş, depreşen toprakların altından onlarca insanı çıkarmayı başardı. Ama her kurtardığı can, kendi yüreğine bir hançer gibi saplandı çünkü o sırada kendi ailesinden 5 kişiyi kaybediyordu.

O geceyi anlatırken sesi titriyor: "Ellerimle kazdım, çığlıkları duydukça daha deli gibi oldum. Ama aklım hep evde kalanlardaydı." İroninin bu kadarı! Başkalarının hayatını kurtarırken, kendi sevdiklerine ulaşamamanın acısını tarif etmek imkansız.

Çelik Gibi İrade, Cam Gibi Yürek

İlk sarsıntıyla uyanıp sokağa fırladığında, komşu apartmanın çöktüğünü görmüş. Düşünmeden - belki de düşünemeyecek kadar içgüdüsel - enkaza dalmış. Saatlerce aralıksız çalışmış, molozları elleriyle kazmış. Tam 17 kişiyi sağ olarak çıkarmayı başarmış.

Ama işte o kader anı... Telefonuna gelen son mesaj: "Ev yıkıldı, biz içerdeyiz." Koşarak eve geldiğinde ise çok geçtiğini anlamış. Kurtarma ekipleri ancak ertesi gün ulaşabilmiş ailesine.

"Onlar Benim İçin Yaşıyor"

Şimdi, yaşadığı bu trajediye rağmen şöyle diyor: "Kurtardığım her insan, kaybettiklerimin bir nefesi oldu. Onlar benim için yaşıyor artık." Bu sözler, insan ruhunun ne kadar güçlü olabileceğinin kanıtı sanki.

Psikologlar, bu tür travmaların insanı ya tamamen yıktığını ya da olağanüstü bir güce dönüştürdüğünü söylüyor. Bizim kahramanımız ikinci yolu seçmişe benziyor. Şimdi bir dernek kurup depremzedelere yardım etmeye hazırlanıyor.

Bu hikaye bize ne mi öğretiyor? Belki de şunu: Felaketler karşısında insanlık her zaman kazanır. Acılar paylaşıldıkça hafifler, yaralar birlikte sarılır. Ve bazen, en büyük kahramanlar en büyük acıları yaşayanlar olur.