Didim sahilleri, dün gece yürek burkan bir trajediye tanıklık etti. İnsanlığın en kadim umut hikayelerinden biri, Ege'nin soğuk sularında son buldu. Gözlerini daha iyi bir hayata dikmiş bir anne ve çocuğun yolculuğu, acımasız bir sondan başka bir şey getirmedi.
Sahil Güvenlik ekiplerinin o gece aldığı ihbar, her zamanki gibi rutin başlamıştı. Ama bazı geceler rutinin çok ötesine geçer. Didim açıklarında bir göçmen botunun su aldığı ve içindekilerin denize düştüğü bilgisi, tüm bölgede hareketliliğe neden oldu. İnsan, böyle anlarda doğanın ne kadar acımasız olabildiğini bir kez daha düşünmeden edemiyor.
Umudun Soğuk Sulara Gömülüşü
Arama kurtarma çalışmaları gece boyunca aralıksız sürdü. Sahil Güvenlik botları, dalgıçlar, herkes o iki cana ulaşmak için var gücüyle çalıştı. Sabahın ilk ışıkları ise hiç kimsenin görmek istemediği manzarayı aydınlattı. Anne ve küçük çocuğun cansız bedenleri, Didim sahiline vurmuştu.
O anları yaşayan bir tanık, "Denizin insana ne kadar acımasız olabildiğini bir kez daha gördük" diyor. Aslında deniz mi acımasız, yoksa insanların umutlarını sömürenler mi? Bu soru, cevabını bulmakta zorlanıyor.
Yetkililerden Açıklama
Olayla ilgili resmi açıklama geldiğinde, zaten her şey ortadaydı. Botun nereden kalktığı, kaç kişinin olduğu gibi detaylar araştırılıyor. Fakat şu an asıl önemli olan, hayatını kaybedenlerin kimlik tespit çalışmaları. Cenazeler, gerekli işlemlerin ardından ailelerine teslim edilecek.
Bu trajedi, aslında sadece iki canın kaybı değil. Aynı zamanda yüzlerce, binlerce insanın benzer yollarla umut arayışının da acı bir yansıması. Didim'de son bulan bu yolculuk, maalesef tek değil. Ege suları, her geçen gün benzer hikayelere ev sahipliği yapıyor.
İnsan ister istemez düşünüyor: Bu kadar çok umut, neden bu kadar çok acıyla sonuçlanmak zorunda? Cevabı belki de hiçbir zaman bulamayacağız. Ama bildiğimiz bir şey var ki, Didim'de sona eren bu yolculuk, hafızalardan asla silinmeyecek.
