
Gökyüzü masmaviydi, öğle saatlerinin o uyuşuk sessizliği hakimdi her yere... Derken, aniden! Yerin derinliklerinden gelen o tanıdık ürpertiyi hissettik yeniden. Ege'nin mavi sularının altında, hiç beklenmedik bir anda, her şeyi altüst eden bir güç harekete geçti.
Saat tam 14:27'yi gösterdiğinde, sismograflar çılgına döndü. Ölçümler açıkça gösteriyordu: Ege Denizi'nde, Midilli Adası'nın hemen güneyinde, tam 5.1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Yerin 7.3 kilometre derinliğinde başlayan bu sarsıntı, yüzeydeki hayatı anında etkilemeye yetmişti.
İzmir ve Muğla'da Hissedildi
İşte o an... İzmir'de ofisinde çalışanlar ekranlarına kitlendi birden. Sandalyeler sallanmaya, masalardaki bardaklar şıkırdamaya başladı. «Yine mi?» diye mırıldandı içlerinden biri. Aynı anda, Muğla'da sahilde oturan turistler, anlam veremedikleri bir tedirginlikle birbirlerine baktılar. Dalgaların ritmi mi değişmişti yoksa?
AFAD'dan gelen ilk açıklama, endişeleri doğruladı. Depremin koordinatları 38.6230 Kuzey ve 26.3820 Doğu olarak belirlenmişti. Yani, tam da Ege'nin hassas bölgesinde!
Kandilli de Doğruladı
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi de aynı gerçeği teyit etti. Onların ölçümlerine göre de deprem 5.1 büyüklüğündeydi. Bu tür depremler, bölge sakinleri için aslında olağan sayılsa da, her seferinde aynı soruyu sorduruyor: «Bu seferki neredeydi? Büyük bir şeyin habercisi mi?»
Neyse ki, ilk belirlemelere göre, can veya mal kaybına neden olacak bir yıkım bildirilmedi. O eski, kemikleşmiş korku yine depreşti ama en azından bu sefer yüzlerde bir tebessüm bırakarak geçip gitti. Denizin ortasındaki bu fırtına, karada sadece hafif bir tedirginlik olarak kaldı.
Uzmanlar, Ege Bölgesi'nin deprem riski yüksek bir hat üzerinde olduğunu her fırsatta hatırlatıyor. Bugün yaşananlar da aslında doğanın bize bir kez daha yaptığı nazik (!) bir uyarıydı. Unutmamak gerek: Deprem değil, hazırlıksızlık öldürür.