Yerin dibinden gelen o tanıdık uğultu yine kendini hissettirdi. Tam da Cumhuriyet'in yıldönümünde, 29 Ekim 2025'te, ülkenin iki ayrı köşesi sismik bir uyanış yaşadı. Öyle sessiz sedasız geçmedi bu seferki - Elazığ ve Balıkesir, yerin gizli gücünü bir kez daha hatırlattı bize.
AFAD'ın verilerine göre ilk sarsıntı sabah 08:47'de Elazığ'da kendini gösterdi. Merkez üssü Sivrice olan bu deprem, tam 4.5 büyüklüğündeydi. Derinlik mi? 7 kilometre. Yani neredeyse yüzeye bu kadar yakın. Aynı gün içinde Balıkesir'de de benzer bir hareketlilik yaşandı - öğleden sonra 14:23'te, 4.3 büyüklüğünde bir sarsıntı daha.
Kandilli'nin Rakamları Farklı Diyor
İşin ilginç yanı, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nin ölçümleri biraz daha farklı. Onlara göre Elazığ'daki deprem 4.7 büyüklüğünde gerçekleşti. Bu tür farklılıklar aslında hiç de şaşırtıcı değil - her kurumun kendi ölçüm teknikleri ve istasyon ağları var çünkü.
Peki ya hissedilme durumu? Sivrice'de oldukça belirginmiş sarsıntı. Bölge halkı, o birkaç saniyenin nasıl da zamanı uzattığını bir kez daha anımsadı. Balıkesir'deki deprem ise daha hafif geçti, ama yine de fark edildi.
Artçılar ve Devam Eden Risk
Aslında bu depremler tek başına gelmedi. Takip eden saatlerde bölgelerde hafif şiddette artçı sarsıntılar kaydedildi. Uzmanlar bunun normal olduğunu söylüyor - yer kabuğu adeta nefes alıp veriyor. Ancak şunu unutmamak lazım: Türkiye bir deprem ülkesi ve her an her şey olabilir.
Jeologların dediği gibi, "Biz depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız." Bu son depremler de bize hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Evlerimiz sağlam mı? Acil durum çantalarımız hazır mı? Ailemizle buluşma planlarımız var mı? İşte bunları düşünmenin tam zamanı.
Sonuç olarak, 29 Ekim günü yaşanan bu sarsıntılar büyük yıkıma yol açmadı - ki buna şükretmek lazım. Ama her deprem, doğanın bize verdiği bir uyarı aslında. Hazır olmalıyız, çünkü bir sonraki sarsıntı ne zaman geleceğini asla bilemeyiz.
